Herkese selamım😄🫡
Bu benim bu platformda yayınladığım ilk kurgum ve genelde okunan bir kurgum umarım bunu okuyan kardeşim sende beğenirsiniz
Bence bir şansı hakkediyor bu kurgu😄
İnstagram sayfam------ bookshelfirem kitabımın editlerini paylaşıyorum destek lütfennnn🥹
Ayrıca basılı bir kitabım var ON YAŞINDA BİR GEZGİN adlı bir kitap İnternet sayfasına yazarsanız çıkar zaten😄gezi türünde bir kitap kısaca bahsedecek olursam ben Türkiyeni 81 ilinde gezdim ve gezdiğim yerleri yazarak 4 yılın sonunda bu kitabı çıkardım🥰💝💝
Keyifli okumalarrr🔪🩸
Apar topar ayakkabılarımı giyinip kapıdan çıktım ve bu soğuk kış ayında servisin gelmesini bekledim. Bir yandan soğuktan titriyor bir yandan da aklımdaki düşüncelerden dolayı gülüyordum. Nedeni de 2 gün sonra okullar tatil olacak ve bu sıkıcı eğitim hayatımın ilk tatiline gireceğim.
Biraz daha bekledikten sonra nihayetinde servise bindim ve artık kardeş dediğim, canımdan çok sevdiğim o kişinin yanına oturdum. Ela. Evet o kız bu kızdı anaokulundan beri birlikte olduğumuz ve ailelerimizin tanıştığı, tam tamına 12 yılımı devirdiğim o kız.
“Güüün-ay-dııın” yine her zaman ki gibi neşesi yerinde bir şekilde sıcacık bir sarılma armağan etti.
“Günaydın. Ne haber Ela.” Yüzümde güller açıyordu.
“Ben iyiyim de sana sormalı.”
“Gördüğün gibi. Senin yanında olduğum için bende iyiyim.” Dedim ve kısa ama aynı zamanda sessiz bir kahkaha patlattık.
“Ay nihayet 2 güne tatile gireceğiz. Sıkıldım şu okul temposundan.”
“Al bendende o kadar. Sonunda yani.” Diyerek Ela, benim sözüme katıldı.
“Eee Gökçe bu tatilde bir şeyler yapmaz mıyız?”
“Yaparız yaparız aklımda güzel fikirler var.” Dedim ve okula varana kadar bu şekilde sohbetimiz devam etti.
Servisten inip bu Florya kolejine vardığımızda ve sınıfa girdiğimizde yüzümüzde güller açarak Buse’ye, Berk’e, Furkan’a, İpek’e, Aygen’e, Hera’ya , Mağrur’a , Erdem’e, Lavin’e, Açelya’ya, Taner’e, Ahmet’e, Hakan’a, Peyda’ya, Emek’e ve Ayaz’a tek tek günaydınlarımızı sunduk.
Kız erkek demeden 3 yıldır(Bazılarıyla 3 yıldan fazla) birbirimizi sevip sayar ciddi manada kimse kimseye kötülük etmez.
Sırama Ela’yla birlikte oturur oturmaz daha soluk almadan hoca geldi ve göz açıp kapayıncaya kadar günün ilk dersini bitirdik. Teneffüs olunca da kantine oradan da tekrar sınıfa geldik ve bir yandan bir şeyler yerken bir yandan da arkamızda oturan Lavin ve İpek’le konuşuyorduk.
“Eee ne haber kızlar. Nasılsınız bakalım.” Dedi Ela ve kafasını sıraya koyan İpek uykulu bir şekilde “İyi” diye soruyu cevaplamaya yeltendi.
“Anlaşılan İpek’e daha gün aymamış.” Dedim kıkırdayarak. Bunu söyledikten sonra kafasını kaldırıp gözlerini ovuşturup ayılmaya çalıştı.
“Neyse. Sonunda kış tatili geliyor. Hazır mısınız?” dedi Lavin.
“Hazırdan ziyade çok mutluyuz.” Diyerek ben söylemden duygularımı Ela söyledi.
Aramıza geri dönen İpek “Hazırız hazırız da… sıkıcı geçecek bu kış tatili. Ne yapsam diye düşünüyorum ben.” Diye feryat etti.
“Şey yapabiliriz…” diye sözünü devam ettirecekti ama