"Buna cidden gerek olmadığını size nasıl anlatabilirim. Bu gerçekten sadece korkutmak amaçlı bir aksiyondu. Neden uzattığınızı anlamıyorum?" diye söylenen Alev, sanki bir kaç dakika önce neredeyse kaçırılma girişimi ile yüz yüze gelmemiş gibi konuşuyordu. Bu kadar rahat olması, bu kadar korkusuz olması karşısında bulunan Dağhan, bir kaç dakika önce tesadüfen de olsa onun bulunduğu yerden geçmeseydi neler olabileceğini düşündükçe dişlerini sıkmaktan kendini alı koyamıyordu. Genç kadın, resmen kaçırılıyordu ve onu kaçıran adamların hiç şaka yapar veya korkutmak amaçlı bir olay planladıklarını düşünmüyordu. Adamlar gerçekten tehlikeliydi. Ona zarar verebilirlerdi. Onu incitebilir hatta öldürebilirlerdi. Gerçekten zarar verici psikolojiye sahip şakası olmayan ve sadece bu kadar ile kalmayacak olan tehlikeli adamlardı fakat bu kadının bunu önemsiz olarak görüyor olması cidden saçmalıktı. Derin bir nefes alıp sakin kalmaya çalışan Dağhan,
"Alev, ben yıllarca böyle adamların ne kadar korkunç olabileceklerini görerek çalıştım. Bu adamların hiç ama hiç şakası yoktu. Senden ne istediklerini anlatmaya ne dersin?" diye söylendi. Bu konuda haklıydı. Genç adam yıllarca istihbaratta çalışmıştı ve neler gördüğüne dair bir anlatıma başlasa herkesin kanının çekilebileceğine inanıyordu. Alev, Bir kaç dakika önce onun için kıran kırana ve alnına doğrultulmuş bir silaha rağmen kafa tutan arkadaşlarına bu kadarını borçlu olduğunu biliyordu. Onun için sadece derin bir nefes aldı.
Alev Korcan, Çanakkale'nin gözü pek avukatlarındandı. Aldığı her davada kendine bir kaç düşman edinir ve dava boyunca bunlar ile kendi savaşmak zorunda kalırdı. Eşine şiddet uygulayan, boşanma sürecinde mal kaçıran, haksızlık yapan tüm kişilerin karşısında duran gözü pek bir avukattı. En son bir arazi işinde usulsüzlük yapıldığını düşündüğü için avukat tutmak isteyen bir kişinin davasını almıştı. Adam, öfkeli ve yaşananlardan korkmuş bir şekilde odasına girmiş ve ona
"Benim bu davayı kazanmam gerekiyor. Yurt dışındayım diye burada at koşturuyorlar ve sürekli beni tehdit etmelerinden sıkıldım" demişti.
Adamlar arsasını yasal olmayan yollar üzerinden satmaya kalkmıştı ve bunu vekaletini vermiş olduğu erkek kardeşini kullanarak yapmaya kalkmışlardı. Allah'tan işlem yapılırken Noter tarafından aranmış ve bu işlemi doğrulayıp doğrulamadığı sorulmuştu. Aksi halde kesinlikle arazisi satılmış ve tüm emekleri yok olmuş olurdu. Satışı, orada durdurmuştu fakat, adamlar arazisinin üzerindeki geniş dükkanını kardeşi aracılığıyla kiralamış ve oraya bir oto yıkama açmışlardı. Ne yaparsa yapsın oradan çıkmıyorlar ve onu sürekli tehdit ediyorlardı. Üstelik tek kirada vermiyorlardı. Kendi Hollanda da yaşıyordu ve buraya ev yapıp kesin dönüş yapmak istiyordu. Fakat adamların gözü o kadar kararmıştı ki orada bir mafyacılık oynuyorlardı. Gönderilen hiç bir tahliye emrine uymadıkları gibi adamı tehdit etmekten hiç ama hiç çekinmiyorlardı. Bu adamları,