Kitaplar Özellikler İletişim İndir
Ağanın Deli Gelini
Aşk/Romantizm

Ağanın Deli Gelini

0Beğeni
8Okunma
11 Bölüm
22,853Kelime
1 saat 54 dkSüre
19.09.2025Tarih
Romanika'da yayınlanan bir hikaye

Bölüm 1

AĞANIN DELİ GELİNİ

ALMEDA

İzmir’in arka mahallesinde giydiğim erkek kıyafetlerinin içinde kendimi hiç olmadığım kadar güvende hissediyordum.

Ben Almeda… Arnavut’tan göç eden annem İzmir’de yaşamaya başlamış …

Sonra babama aşık olunca babamla yaşamaya başlamış. Sonra ben doğmuşum… Doğduğum gün uğursuzluğum belli etmiş kendini, babam kazada ölmüş… Annem ise… Beni bir yetiştirme yurdunun kapısındaki çöplüğe terk edip ülkesine geri dönmüş. Beni sevmemiş. Sevememiş… Haksız da sayılmaz. O zamanlar anneme kızsam da artık uğursuz olduğumu biliyordum.

Benden uzaklaşarak en doğrusunu yapmış.

Bir zamanlar yetiştirme yurdunun dört yapraklı Ela gözlü piçiydim. Bizim dört kişilik piçlerden sağ kalan tek bendim.

Gerçi buna sağ kalmak mı denir yoksa onların ruhuna konak beden mi olmak denir, bilemiyorum. Beyninin içinde susmak bilmeyen üç piçle yıllardır gitmediğim doktor kalmamıştı.

Deliymişim… Tanısı da şizofreni… Büyük ihtimalle annemden ya da babamdan miras kalmış.

İçtiğim ilaçların faydası yoktu.

Biliyordum, onlar beni ben ölene dek terk etmeyecek. Hayattan pek beklentimde yok esasında, tek beklentim biraz sessizlik bir parça huzur… Bu bile mümkün değil…

Şu an ne dediklerini bilseniz, halime acır mıydınız?

Alaycı piçin sesi zihnimde derin derin yankılandı. O çığlık atıyordu. O gün olduğu gibi… Ona kulak verdiğimde ise ‘susarsak yalnız kalırsın’ diyordu. Akabinde İyimser piçin naif sesini duydum. ‘Alaycı haklı, seni yalnız bırakamayız ki…’ diye mırıldandı.

En sonunda ise Joker bas bas bağırarak ‘dağılın lan, kızın beyni zaten milyon olmuş bir de siz dırdır etmeyin!’ dedi. O andan sonra zihnimde kısa süreli sessizlik oluştu.

“Teşekkürler Joker,” dedim iç çekerek.

İyimser dediğimin adı aslında Sevgi'ydi.

Adı gibi sevgi dolu, herkesin yardımına koşardı. Her şeye iyi yönüyle bakar, yurtta olmalarını bile iyi karşılardı. Onun bu sözünü hiç unutmadım. "Bu yurt olmasaydı sokakta ölebilirdik. Ölmek sorun değil de sizi tanımadan ölmek varmış işin ucunda." Alaycı dediğim aslında yurdun neşesiydi. Adı ise Neşe'ydi. Kendisiyle bile dalga geçer, hayatı ciddiye almazdı. Hatta kimsesiz olmasına bile edecek bir çift lafı vardı. "Ben doğunca annem çirkinliğime bakıp intihar etmiş. Ben de bazen aynaya bakınca korkup kendimi öldürmek istiyorum. Aynaya taş atıyorum, sekip bana çarpacak da ben öleceğim... Ohooo."

Joker yani Mutlu adını kumar kağıtlarında ki jokerden almıştı. Oyun kaybedilirken son anda joker eline gelir ve tüm kartlar senin eline geçer ya öyle...

Joker her zaman zekice davranıp sorunları çözerdi. Düşüp yaralanan çocuklara ilk o yardım eder, diğer çocuklar yaraya bakmaya korkarken o bir doktor edasıyla yarayı temizler ve sarardı. O yurdun Joker’iydi. Hayali doktor olmaktı.

Olamadı...

Hiçbirimizin hayali gerçek olamayacak.

Biz bu hayatta kökünden koparılmış dört yapraklı yoncanın şanssız yetimleriydik.

***

Kimi zaman beni ayakta tutan şeyin nefretim olduğunu düşünüyordum. Biraz olsun onlar sustuğunda aklımda o hayvanın silueti canlanıyordu. O noktada

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play