Kitaplar Özellikler İletişim İndir
Altın Diş
Macera/Aksiyon

Altın Diş

2Beğeni
33Okunma
28 Bölüm
65,498Kelime
5 saat 27 dkSüre
21.09.2025Tarih
Açıklamamı okuyup bir şans verir misin ki?
"Bazı anlaşmalar vardır,asla unutulmaz.
Bazı borçlar ise sadece kanla ödenir."

Masal Güneş mafya dünyasının tanındık liderlerinden biri olan Alp Güneş'in kızıdır.
Çocukluğu suçun ve karanlığın içinde geçti
Ama hep bir yolunu bulup kendi hayatını kurmak istedi. Ta ki 15 yaşında bir cinayete tanık olana kadar.
O gün birinin ölümüne ve kendi kaderinin baştan yazılmasına şahit oldu.
Ve katil.. Onu fark etti.
Tek bir şartla serbest kaldı. Şart yerine getirildi ama bu hikaye burada bitmedi.
Geçmiş Masal'ın yakasından hiç düşmedi.
Yıllar geçti Masal artık saygın bir diş hekimi oldu.
Balıkesir'de sakin,huzurlu bir hayat kurduğunu sanarken geçmiş onun için çoktan planını yapmıştı.
Ve bu planın başlangıcı yalnızca tek bir şeyden geçmekteydi.. Altın Diş.
Altın diş, yeraltı dünyasında bir güç simgesi.
Ve Masal o dişi olmayacak birine takarken içeriye girecek kişi bu hikayede sürekli yanyana geleceği kişiydi;Ozan karadağ.
Geçmişin karanlık sırları,ödenmemiş borçlar,saklanan kimlikler ve aşk mı, yoksa düşmanlık mı olduğu bilinmeyen bir yolculuk.
Geçmişinden kaçabilirsin, ama ondan savaşmadan kurtulamazsın.

Tüm okurlar içindir.

🦷1. Bölüm🦷

Klinikten ayrılalı 10 dakika olmuştu. ışıklarda durduğumda aklımdaki şey yüzünden endişelenmeye başlamıştım. Çünkü takip ediliyordum, aslında bu benim için yeni bir şey değildi ama ne sebeple olduğu beni düşündürüyordu.

Beni takip eden adamlar babamın düşmanları mıydı? yoksa Sinan'ın adamları mıydı?

Ayrıca yine mi ya?

Tamam kaçırılmaması gereken biriyim ama yani kaçırma beni yakışıklı ;) anlamında değil, gerçekten kaçırma beni be kardeşim.

"Yorgunum ben,işten çıktım az insaf be kardeşim." Yeşil ışık yandı ve ben harekete geçtim.

Avuç içlerim terlese bile aldırış etmedim. Gerilsem bile genelde bunu kendime bile belli etmemeye çalışırdım. O yıldan sonra her biri peşime düştüğünde istemsizce titremeye başlıyor ve midemin bulantısıyla uğraşıyordum.

Yüzüme zorda olsa hafif bir gülümseme yerleştirdim.

"Ulan sizi mi atlatamayacağım?"

Araba kullanmayı gerçektende iyi biliyordum. Çünkü bununla ilgili bir çok ders almıştım.(babamdan ve abimden)

Araba sürmek benim için baya büyük bir hobiydi. Tabii gönül isterdi ki bu hobimi peşimdeki adamlardan kaçmak için kullanmayayım, ama hayat işte.

Sağ sapaktan saptıktan sonra aynaya baktım, hala siyah bmw arkamdan geliyordu.

"Bir de buraları bilsem." Ağlamaklı,söylenmeli bir sesle küçük Emrah'a dönüşmüş bulunmaktaydım.

Şimdi karşımda bir yol ayrımı vardı,

"Sağ mı? sol mu?"

Lütfen bu sefer tutsun.

"Neyse aman,ne olacak sanki?"

Ya Allah bismillah,sol tarafımdaki yola girdim. Biraz ileri gittiğimde ise sağ taraftan dönmüştüm.

"Şimdi şıçtın gerizekalı!"

Ta -ta çıkmaz sokak!

Hayır araba sürmeyi biliyorsun da bir de yer-yön bilgin olsa nolurdu sanki?

Biraz sonra siyah araba tam arkamda durmuştu. Terli avuç içlerimi siyah pantalonuma sürttüm. Adamların adımlarıyla uyumlu bir şekilde kalbim kütlüyordu.

"Kapıları kitleyip arabada mı dursam ki?"

Heh tabii adamlarında eli boştu ya zaten...

Saçma fikirlerimi bir kenarı ittim. Arabada oturup şunu yapsam ne olur,bunu ne yapsam ne olur diyerek vakit geçiremezdim.

Kapıyı açtım ve arabadan indim. Arkamı dönüp arabayı kitlediğimde ise siyah arabadan 2 tane simsiyah takım elbise giymiş izbandut gibi adamlar inmişti.

"Kim gönderdi sizi?"

Yüzüme bakmaya bile tenezzül etmeden bana doğru gelmeye başlamışlardı.

"Seninle fazla vakit kaybettik bizimle geliyorsun."

İçimdeki korkuya zıt,alaycı bir tavır takındım.

"Hemen gelirim bende zaten."

Adam gözdağı vermek için silahını görünür hale getirdiğinde ise gülüşüm büyüdü.

"İşinize yarıyacağım ki peşime düştünüz, öldürecek olsaydınız çoktan yapmıştınız kim gönderdi sizi Sinan mı?"

Kurşun mu döktürsem ben acaba?

"Biz sinan falan bilmeyiz,uğraştırma bizi. Ayrıca sandığın kadar mühim değilsin,istersek infazına biz bile karar verebiliriz."

Sağol ya,bende neden bu iki saksafon kafalı için mühim değilim diye ağlıyordum!

"Tamam, geliyorum."

Şuan içimdeki kişiyle,bu tavırları uygulayan kişi arasında koca bir dağ vardı. Ki bu yaklaşık 6 yaşımdan beri hep böyle olurdu.

Arabaya bindiğimde arabada iki adam daha vardı. Gerçi öbür ikisinden pek farkları yoktu ama.

"Nereye gidiyoruz? Amacınız ne? Kimin adamısınız?"

Cevap vermiyeceklerini şizofren gibi aynı yere bakmalarından anlamış bulunmaktaydım.

Yaklaşık bir saat sonra bir deponun önündeydik.

Yol boyunca

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play