Kitaplar Özellikler İletişim İndir
ALTIN PRENS
Fantastik

ALTIN PRENS

2Beğeni
27Okunma
2 Bölüm
2,013Kelime
10 dkSüre
15.09.2025Tarih
Prens Rowan tahta çıkmak için kız kardeşiyle mücadele verirken, bir mahkum olan Sayuki'yi özel hizmetçisi yapar. Sayuki ile aralarında gelişen beklenmedik aşka Kral ve Kraliçe nasıl tepki verecek?... Bu kitap çok sayıda aşk üçgeni içerir.🙂‍↕️👑

Bölüm 1 ● Mahkum

O muhteşem, gösterişli, konforlu sarayın içinde soğuk, karanlık zindanın sert taşlarında oturuyordu Sayuki.



Başına gelecekleri bildiği için korkuyla doluydu yüreği. Gardiyanlar her an gelebilirdi. Kaçmak için bir yol, bir çözüm düşünmeye çalıştı ama bu küçük, karanlık odadan tek çıkış parmaklıklardan oluşan kapıydı ve o da haliyle kilitliydi.



O düşünürken zindanın koridorlarında ayak sesleri duyuldu. Korkuyla parmaklıklara baktı.


"Majesteleri sarayın iç işleriyle ilgili küçük şeyler için bundan böyle Prens Rowan'dan emir almamızı, kendisini, Kraliçe Hazretlerini ve Prenses Clarissa'yı bu yüzden rahatsız etmememizi buyurdu." dedi gardiyanın kalın sesi koridordan.


"O halde bu solucanı Prens Rowan'a götürsek iyi olur."


Ayak sesleri yaklaştı. "Solucan" ın kendisi olduğunu biliyordu, Sayuki. Gardiyanlar ona böyle derdi hep. Onun burada ne kadar küçük, işe yaramaz ve iğrenç olduğunun bir tür hatırlatıcısıydı bu.


Parmaklıkların asma kilidi açıldı ve gardiyanlar içeri girdi.


"Kalk! Yaptıklarının bedeline karar vermesi için Prens Hazretleri'nin huzuruna çıkacaksın." dedi iri, kalın sesli gardiyan.


"Prens'in huzurunda saygılı olacaksın. Onun karşısında yere bakacaksın, ağlamayacaksın, ayakta durmayacaksın, konuşmayacaksın. O bu ülkenin Prensi ve sen asalak bir mahkumsun, bunu onun huzurunda asla unutma." diye ekledi gardiyan.


O oturduğu yerden kokarak, yavaşça kalkarken diğer gardiyan acımasızca kendi yorumunu yaptı.


"Umarım ona idam cezası verir de kurtuluruz bu pis solucandan."


Sözleri Sayuki'nin titremesine neden oldu. Ceza alacağını, yaptıklarının yanlış olduğunu biliyordu. Ama ölmek istemiyordu. Daha doğrusu... ölmekten korkuyordu.


Koridorda iki gardiyanın arasında yürürken hala kontrolsüzce titriyordu. Geçtikleri koridorlardaki iyi giyimli, süslü insanlar geçerken iğrenen, sert bakışlar atıyorlardı ona. Ne kadar acınası, küçük ve pis göründüğünü biliyordu. Ama elinden ne gelirdi ki?...


**

Bir kapı açıldı ve gardiyanlar onu içeri sertçe itti. Dizlerinin üzerinde yere düştü Sayuki. Başını yavaşça kaldırıp baktığında Prens'in çalışma odasında olduğunu anladı.



Geniş, loş ışıklarla ve mumlarla aydınlatılmış bir odaydı burası. Pencere kenarlıkları ve kolonlar saraya özel işlemelerle süslüydü. Bir kitaplık, ve Prens'in şuanda oturduğu geniş bir masa vardı.


"Ne var, gardiyan?" dedi Prens Rowan. O anda Prens'e göz ucuyla bakmaya cesaret etti Sayuki. Açık altın sarısı saçları, sivri ve keskin yüz hatları, delici ela gözleri, altın desenli işlemeli kıyafetleri ve başındaki altın tacıyla Prens Rowan tüm heybetiyle orada oturmuş ona bakıyordu.




"Bu mahkumu işlediği suçtan dolayı cezasına karar vermeniz için getirdik, Prens Hazretleri." dedi gardiyan. Sesi prensin huzurunda zindanda olduğundan farklı olarak saygılı ve dikkatli çıkmıştı.


Sayuki dizlerinin üzerindeydi. Ayağa kalkmaya yeltendiğinde gardiyan tekrar yere itti onu. Prensin önünde konuşmasına, ağlamasına hatta ayağa kalkmasına bile müsade etmiyorlardı.


"Suçu ne?" diye sordu Prens.


"Saray fırınından yiyecek çaldı, Prens Hazretleri." dedi gardiyan keyifle.


Prens Rowan'ın ela gözleri yerdeki Sayuki'ye baktı.


"Doğru mu bu?" diye sordu.


Sayuki konuşmasına izni olmadığı söylendiği için sessiz kaldı.


"Doğru

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play