Kitaplar Özellikler İletişim İndir
arya
Aşk/Romantizm

arya

3Beğeni
12Okunma
1 Bölüm
846Kelime
4 dkSüre
11.10.2025Tarih
"Sana sahip olmak değil seni anlamak istedim. Sende beni anla beni gör istedim. Bu lanet kalbim seni gördüğü her an ritmini değiştiriyor seninkide değişsin istedim."

"Neden ya neden kendini değersiz hisseden birini anlamaya onu sevmeye çalışıyorsun"

"Her şeyinle Arya her şeyinle benim için çok değerlisin."

1. bölüm

Hayatta yaşamak için bir nedeni olmayan insanlar vardır. Ne sıkı sıkıya bağlanacağı hayalleri ne de kaybetmekten korktuğu birileri vardır. Hayatının tümü boşluktur. Bende o boşlukta sadece yaşamaya çalışan biriyim.
Adım Arya... Sadece Arya hobi olarak sayılır mı bilmiyorum ama kitap okumaya bayılırım. Onun dışında hobilerim, fobilerim, en sevdiğim yemek hiçbiri yok hiç olmadı. Sabah kalk, bir şeyler atıştır, okula git, eve gel, kitap oku, uyu, uyan, karnını doyur, okula git, eve gel, kitap oku, uyu, uyan... Bu döngünün içerisinde yaşayıp giden birisiyim. Yaşıyorum yaşamak buysa. 
Bir evim var kocaman o evin içinde tek başıma yaşıyorum. Arada öldümmü kaldımmı diye kontrol etmeye gelen bir kadın var, adını bilmiyorum sorma gereği duymadım, zaten oda hiç bir zaman söylemedi. 
Ünlü bir televizyon programcısı olan babamın gayri meşru çocuğuyum. Onu sadece televizyonda gördüm. Gerçek hayatta onunla hiç yüz yüze gelmedim ki buna gerek de duymadım. Annem kim bilmiyorum merakta etmiyorum zaten. 14 yaşıma kadar bakıcılarla büyütülüp sonradan kendi başıma bırakıldım. 
Hayatımla ilgili başka önemli bir detay yok düz yaşıyorum.
Ve şu anda da her zamanki rutinim için üstümü giyiniyorum. Okula gidecek ve 9 saat boyunca uyuyup eve geri gelecektim. Ne acı dimi 17 yaşındaki bir genç kızın hayatının bu kadar boş olması.

Aynanın karşısında durup saçlarımı topladım. Dağınık kalsa da fark etmezdi aslında; kimse dönüp bakmazdı zaten. Üzerime okul formasını giydim beyaz gömlek, gri etek, lacivert hırka. Sıradan, sıkıcı ve benim gibi. Çantamı omzuma attım, kulaklığımı takıp evden çıktım.
Soğuk hava yüzüme çarptı. Otobüs durağına kadar yürürken etraftaki sesleri duymamaya çalıştım. İnsanların birbirine karışan sesleri, korna sesleri, çocuk sesleri… Her şey fazla gürültülüydü. Benim sessizliğim ise onların arasında daha da büyüyordu.
Okula girdiğimde Koridorda yankılanan ayak seslerim dışında okulun içi sessizdi. Henüz zil çalmamıştı, herkes kendi küçük evreninde, küçük dertleriyle meşguldü. Kimisi sabahın köründe yaptığı makyajın bozulup bozulmadığını kontrol ediyor, kimisi de sevgilisine attığı mesajın mavi tiki dönmüş mü diye telefona gömülüyordu.
Ben ise sadece yürüyordum. Her sabah geçtiğim aynı koridor, aynı sıralar, aynı suratlar…Bir noktadan sonra hepsi birbirinin kopyası gibi geliyor insana.
Okulun üçüncü katındaki sınıfıma vardım. Kapıyı açıp içeri girdiğimde,
 Hoca henüz gelmemişti. Sınıf gürültüyle doluydu.İlk sıradakiler son dedikoduları konuşuyordu, kim kiminle çıkmış, kim kimi terk etmiş. Arka tarafta üç kişi kahkahalarla birbirine video gösteriyor, ortalarda bir grup sınavdan ne kadar kötü not aldıklarını tartışıyordu.
Ben kendi sıramda, en arkada pencere kenarında oturuyordum. Çantamı sandalyenin arkasına astım, kitaplarımı çıkardım. Her zamanki gibi dışarıyı izlemeye başladım. okul bahçesinde birkaç öğrenci hâlâ koşuyordu.
Bir süre herkes kendi sessizliginde takılırken Kapı açıldı. İçeriye uzun boylu, siyah
📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play