Kitaplar Özellikler İletişim İndir
ASİ & KARAKOR: AYNI ATEŞTE
Dark Romance

ASİ & KARAKOR: AYNI ATEŞTE

0Beğeni
0Okunma
1 Bölüm
1,387Kelime
7 dkSüre
11.09.2025Tarih
Yeraltı dünyasının görünmeyen efendisi Karakor, kurallarını ihlal eden herkesi tek bir hamlede yok ederdi. Onun dünyasında affa yer yoktu; çünkü ateş yalnızca yakmak için vardı.

Geçmişinin karanlığıyla büyüyen Asi, hayatta kalmak için sessizliğini silaha dönüştürmüş bir kadın. Onun adalet arayışı, yalnızca intikam ateşiyle yazılacaktı.

Aynı şehirde, aynı gökyüzünün altında karşılaştıklarında, aşk artık bir sığınak değil; ateşten bir meydan okumaydı.

Ateş, hem onları yakacak…
Hem de aralarındaki tutkunun en karanlık yüzünü ortaya çıkaracaktı.

Çünkü 'Aynı Ateşte' yanmak, ya birlikte küle dönüşmek ya da küllerin içinden yeniden doğmaktı.

( -_・) ︻デ═一' ♡ (✿/❛o❛)/

1. Bölüm: AYNI GÖKYÜZÜNÜN ALTINDA

Gri gökyüzü, İstanbul'un üzerine bir perde gibi inmişti. Şehir, adımların, seslerin ve telaşların arasında kendi hızında akıyordu. İnsanların anlamsız uğultusu, Asi'nin içinde saklı fırtınaya meydan okuyan uğursuz bir koro gibiydi. Kalabalık onun etrafından geçiyor ama ona hiç dokunmuyordu. Çünkü onun içinde durdurulmuş bir fırtına vardı; dışarıya taşmayan ama ruhunu parça parça kemiren bir fırtına.
Ela gözleri, gri gökyüzüne meydan okurcasına parlıyordu. Omuzlarına dökülen kahverengi saçlarıysa, fırtına öncesi toprağın sessizliğini taşıyordu. Fiziksel olarak dikkat çekici değildi; yine de duruşunda unutulmayan bir iz vardı. Dışarıdan bakıldığında sıradan bir üniversite öğrencisiydi ama gözlerinin derinliklerinde yıllardır bastırılmış çığlıklar saklıydı.
Henüz on sekizindeydi. Yaz gecesiydi. Odasının kapısı usulca aralandı, tık sesi bile kaybolmuş gibiydi. Gölgeler arasından ağır bir siluet süzüldü. Asi'nin gözleri karanlığa alıştığında, karşısında üvey babasını gördü.O an dünya sustu.  Zaman, utançla geri çekildi.  Asi, gözlerinin önünde şekillenen tehdidi tanıdı ama kıpırdayamadı.  Bir genç kızın sınırları, sessizce ihlal edildi. Hayalleri, bir mum gibi sönüverdi.  Çocuksu neşesi, geri dönmemek üzere çalındı. Kalbi buz gibi dondu; göğsüne oturan korku nefesini kesti.
O geceden sonra Asi, gerçeğini derinlere gömdü, üstünü sessizlikle örttü. Karanlıkta kaybolmuştu. Ama bu kayboluş, içindeki savaşçıyı uyandırmıştı.  İntikam ateşi, damarlarında dolaşıyor, her geçen gün daha da alevleniyordu.  Sessizliği bir zırh, acısını bir silah gibi taşıyordu.
Artık yirmisindeydi. Üniversiteye geç başlamış, geçmişini kimseyle paylaşmamıştı. Çünkü güvenecek kimsesi yoktu. Gazeteciliği seçmesi, sadece bir meslek tercihi değildi. Yozlaşmış sisteme açtığı sessiz bir savaştı. Asi, adaletin yalnızca kağıt üzerinde var olduğuna inanıyordu. Polis, kanun, mahkeme… Hiçbiri onun cehennemine dokunamamıştı.
Gazetecilik dersinin ilk cümlesi, ruhunda bir yara gibi sızladı:"Gerçek, er ya da geç ortaya çıkar."
Asi dudaklarını ısırdı ve sessizce mırıldandı:"Keşke öyle olsaydı."
Bu cümle, onun için sahte bir umut gibiydi. Yutulan haplar, dinlenen terapiler ve annesinin sahte şefkati…Aklına o an geldi. Olaydan hemen sonra, titreyen elleri ve gözyaşlarıyla her şeyi annesine anlattığı o an. Annesinin yüzündeki o donuk, o inanmaz ifade. Dudaklarından dökülen fısıltı: "Yapmaz o öyle bir şey." Sonra da kocasına olan sarsılmaz aşkıyla eklemişti: "O seni kendi kızı gibi sever."  İşte o sahte şefkat, yaralarının üzerinde gezen bir sinek kadar mide bulandırıcıydı. Hiçbiri o lanetli gecenin karanlığını kalbinden söküp alamamıştı.
Üvey babası o korkunç geceden sonra bir daha geri dönmedi. Asi'nin şikayeti üzerine yakalanmış, kısa bir süre sonra serbest bırakılmıştı. Serbest kalır kalmaz da yurt dışına kaçmıştı.Her şeye rağmen Asi'nin gözleri soğuk bir kararlılıkla parlıyordu. Pes etmeyecek kadar inatçıydı. Üvey babasının ardında bıraktığı karanlık sırlar, ona kimlerin yardım ettiği, paranın gücüyle nelerin örtüldüğü… Hepsini birer birer ortaya dökecekti. Eğer adalet yoksa gerçeği kendi elleriyle açığa çıkaracaktı.
Bir gün, bölümünün WhatsApp grubu akışında
📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play