Türük Devleti'nin asi ruhlu prensesi Aşina, dostlarıyla birlikte obasından gizlice kaçarak kadim efsanelerin izini sürer. Her adımda bilinmeyene atılan bu yolculuklar, onları maceradan maceraya sürükler ve eski çağların unuttuğu sırları açığa çıkarır.
Ta ki bin yıllık uykusundan uyanan kadim ejderha Sangal, Orta Dünya'nın kaderini ateşe verene dek...
Gölge gibi yaklaşan kötücül güçler evreni kuşatırken, Aşina ile Atay'ın yolları kaderin en kanlı kavşağında kesişir. Henüz yüz yüze gelmeden yıllarını tüketmiş, aynı yazgıya bağlı iki yürek; savaşın tam ortasında birbirine kavuşur. Ama zaferin bedeli ağırdır: Ateş, ihanet, ayrılıklar, dağlar gibi yığılan kemikler ve ırmak gibi akan kanlar...
Bu efsane, yalnızca bir aşkın değil; toprağa kök salmış ve küllerinden yeniden doğmayı bekleyen bir milletin kanla yazılmış efsanesidir.
''Önceden en büyük tutkum, yazılan efsanelerin peşinden koşmaktı. Bu sefer, yazılacak bir efsane varsa onu bizzat ben yazacağım. Türk'ün kanının efsanesini tüm acuna duyuracak ve kalgançı çaka (kıyamete) dek asla unutulmamasını sağlayacağım.''
~Aşina~
''Biz, kanlarıyla suladıkları toprak ile harç yapan ve kemikleriyle vatan inşa eden atalara sahip bir milletiz. Atalarımızın kemiklerini, bize bıraktıkları vatanımızda sizin sızlatmanıza hiç izin verir miyiz?''
~Atay~
❗️Dikkat: Bu kurgu, buram buram Türk mitolojisi kokmakta ve kadim Türk destanlarını içinde barındırmaktadır.❗️
❗️Hikâyedeki karakterler, olaylar, boylar tamamen hayal ürünü olup şahsıma aittir. Gerçeklikle ilgisi yoktur.
🏹Tanıtım🏹
Kılıcını kuşanan bir prenses, uyanan ejderha ve kanla yazılacak bir efsane...
Türük Devleti'nin asi ruhlu prensesi Aşina, dostlarıyla birlikte obasından gizlice kaçarak kadim efsanelerin izini sürer. Her adımda bilinmeyene atılan bu yolculuklar, onları maceradan maceraya sürükler ve eski çağların unuttuğu sırları açığa çıkarır.
Ta ki bin yıllık uykusundan uyanan kadim ejderha Sangal, Orta Dünya'nın kaderini ateşe verene dek...
Gölge gibi yaklaşan kötücül güçler evreni kuşatırken, Aşina ile Atay'ın yolları kaderin en kanlı kavşağında kesişir. Henüz yüz yüze gelmeden yıllarını tüketmiş, aynı yazgıya bağlı iki yürek; savaşın tam ortasında birbirine kavuşur. Ama zaferin bedeli ağırdır: Ateş, ihanet, ayrılıklar, dağlar gibi yığılan kemikler ve ırmak gibi akan kanlar...
Bu efsane, yalnızca bir aşkın değil; toprağa kök salmış ve küllerinden yeniden doğmayı bekleyen bir milletin kanla yazılmış efsanesidir.
''Önceden en büyük tutkum, yazılan efsanelerin peşinden koşmaktı. Bu sefer, yazılacak bir efsane varsa onu bizzat ben yazacağım. Türk'ün kanının efsanesini tüm acuna duyuracak ve kalgançı çaka (kıyamete) dek asla unutulmamasını sağlayacağım.''
~Aşina~
''Biz, kanlarıyla suladıkları toprak ile harç yapan ve kemikleriyle vatan inşa eden atalara sahip bir milletiz. Atalarımızın kemiklerini, bize bıraktıkları vatanımızda sizin sızlatmanıza hiç izin verir miyiz?''
~Atay~
❗️Dikkat: Bu kurgu, buram buram Türk mitolojisi kokmakta ve kadim Türk destanlarını içinde barındırmaktadır.❗️
❗️Hikâyedeki karakterler, olaylar, boylar tamamen hayal ürünü olup şahsıma aittir. Gerçeklikle ilgisi yoktur.
