ATEŞİN YANDIĞI YER • PROLOG
Sahne karanlıktı.
Ve o karanlığın ortasında, ince bir ışık huzmesi yere düşüyor, yere düşerken izlediği yol boyunca toz zerreleri dans ediyordu. Ayaklarının altındaki zemin parlıyordu. Zarif bir kuğu gibi süzülmesi gereken adımlar, yerin üzerinde kan izleri bırakıyordu artık.
Her dönüşünde bir şeyler kırıldı; biraz zaman, biraz sessizlik, biraz kalbi ve biraz da ruhu. Dans, masumiyetin diliydi fakat onun bedeni, kendi zihnindeki şeytanın esiri olmuş bir kuklaydı.
Müzik sustu.
Ve sessizlik, ölüme benzeyen bir yankı gibi salonun duvarlarına çarptı. Gölgeler yere düşerken, o sadece nefesinin tükendiğini hissetti.
Bazen en parlak ışık, en keskin gölgeyi doğurur.
Ve bazen en zarif eller, en ağır günahı