Kitaplar Özellikler İletişim İndir
Ay ve güneş misali
Macera/Aksiyon

Ay ve güneş misali

3Beğeni
3Okunma
4 Bölüm
7,953Kelime
40 dkSüre
19.09.2025Tarih
"Bana bir can borcun var. O canı senden almadan... ne sana ne bana ölüm yok. Ama küçük bir cezayı hak ettin. Bundan sonra bana karşı gelmemeyi öğreneceksin, küçük kız."

Yoruldum artık. Sürekli gelen tehdit mesajlarından, arkasına saklandığı karanlıktan, pis oyunlarından bıktım.
Adam gibi karşıma çıksaydı ya. Alacaksan intikamını al! Neden hep gizli köşelerden sokuluyor, neden hep kirli yolları seçiyordu?
Daha dün attığı mesajla midem ağzıma geldi.

"139 numaralı odaya git ve o adamla birlikte ol. Yapmazsan neler olacağını biliyorsun."

Aynen böyle yazmıştı. Elbette gitmedim. Ama şimdi bedelini ödüyorum.
Beni kilitli bir soğuk hava deposuna tıktı. Cani! Buz gibi, kemiklere işleyen bir soğuk vardı içeride. Üzerimdeyse sadece ince, kısa kollu, ayak bileklerime kadar inen çiçekli bir elbise...
Ve ben deli gibi titriyordum. Dişlerim birbirine çarpıyor, nefesim buhar olup havaya karışıyordu.
Telefonum elimdeydi ama çekmiyordu. Yine de o bana mesaj atabiliyordu. Aklım almıyor, nasıl yapıyordu bunu?

Öleceğimi biliyordum. Az kaldı, hissediyordum... ama o buna izin vermezdi. Ölmemi bile istemiyordu. Aşağılık herif!

Ayçınar nerede? Neden hâlâ gelmedi? Her zaman gelirdi. Hep yanımda olurdu... neden bu kez yok?



📍📍📍
AY VE GÜNEŞ MİSALİ İSİMLİ ÇIKAN İLK VE TEK KİTAPTIR!!!

1. Bölüm. larvicet gözlü adam.









22.08.2024...🖊
Yavaş adımlarla merdivenleri inip salona geçtiğimde aileme baktım. Babam gazete okuyordu, annem kaçırdığı *Teşkilat* bölümünün devamını izliyor, abimse kesin yine...
"Ben çıkıyorum," dedim kısık bir sesle. Annem hemen kumandayı alıp diziyi durdurdu, tabii o on saniye bile annem için çok önemliydi. Sonra gülümsedi.
"Allah'a emanet ol kızım, dikkatli ol. Telefonun açık olsun."
"Tamam," demekle yetindim. Sadece babam başını gazeteden kaldırıp içimi eriten bir şekilde gülümsedi, sonra eliyle yanağını gösterdi.
"Öpücüğümü alayım."
Yavaşça şöminenin yanında oturduğu tekli koltuğa eğilip yanağına bir öpücük kondurdum. Babam gülümsedi, başımı kendine çekip alnıma bir buse kondurdu.
"Gel buraya, abisinin gülü!" Abimin gür çıkan sesiyle gülümsedim. Babamın yanından geçip pencerenin önünde beni bekleyen abimin kollarına atıldım. Hızla sarıldı, ben de ona sıkıca sarıldım. Saçlarımı koklayıp derin bir nefes aldı. Ben de saçlarımın kokusunu severdim; kullandığım bakım ürünlerinin kokusu gerçekten çok güzeldi.
"Dikkatli ol, tamam mı?" Kollarından çıkıp yakışıklı yüzüne baktım. Boyu benden neredeyse 20 cm uzundu, bu yüzden ona bakmak için başımı hayli kaldırmam gerekiyordu.
"Abi, dükkâna gideceğim sadece. O da hemen yan sokakta, merak etme." Bu hep böyle ilerlerdi; annem babam sorardı nereye gidiyorsun diye ama onlara pek cevap vermezdim. Sadece abime. Annem babam benim için çok değerliydi ama abim... abim benim dünyamda açan orkide çiçeğimdi. Nefes alma sebebimdi. Annem ve babam olmadan evde kalabilirdim ama abim bir gün eve gelmese gözümü bile kırpmaz, uyuyamazdım.
"Olsun, sen yine de dikkatli ol. Beni ara bir şey olursa." Başımı salladım ve ondan tamamen ayrılıp arkamı döndüm. Annem ve babam bize sevgiyle bakıyordu. Onlara gülümsedim ve yavaş adımlarla kapıya doğru yürüdüm. Kapıya vardığımda kendimi dışarı attım. Faruk Abi kapıda bekliyordu. Ona bakmadan:
"Günaydın Faruk Abi," dedim.
Ellerini önünde birleştirip, "Günaydın küçük hanım," diyerek karşılık verdi. O da bir şey demeden evin büyük dış kapısına kadar eşlik etti. Kapıyı açıp bu kez tamamen dışarı çıktım. Yavaşça yürümeye başladım. Düz ilerle, sağ dön, sonra yine sağ dön ve karşında atölyen. Tamam. Çok basit. Sanırım yapabilirim...
İçimden sürekli tekrarlayıp kendime hatırlatarak yürüdüm ve sonunda atölyeme ulaştım. Kocaman bir gülümseme yerleşti yüzüme. Çantamdan melek figürlü anahtarlığı çıkardım. Kırmızı anahtarla kapı kilidini, beyaz anahtarla da kapıyı açtım. Anahtarları tekrar çantama koyup fermuarını çektim. "Bismillah," diyerek içeri girdim. İlk adımı attığımda boya kokusu burnuma doldu. Derin bir nefes aldım. Bu kokuya bayılıyorum.
Resim atölyem vardı. Kendi kendime tablolar yapar, kendimi onlarla oyalardım. Annemle babam yaptığım şeyleri satışa koymam gerektiğini söylese de ben hiçbirini satmak istemiyordum. Çünkü onların her birinde benden bir parça vardı. Mesela ileride bana göz kırpan siyah tablo, karanlığı anımsatıyor ve ondan korkmam gerektiğini hatırlatıyordu.
📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play