Mina küçüklüğünden bu yana mücadele ettiği kalp hastalığı ile savaşırken, bir anda Denizhan ile tanışır ve hayatı geri dönüşü olmayacak bir şekilde değişiverir.
bölüm 1
Günlerden pazartesiydi. Her şey aynıydı, sadece kalbim daha yorgundu.Hastanenin soğuk koridorlarında adımlarımı sayıyordum, beyaz ışıklar altında yürürken zaman sanki daha ağır akıyordu. Her köşe, her oda bana aynı hikâyeyi fısıldıyordu: “Yalnızsın.”Yanımda getirdiğim deftere bakındım. Çizgilerim bana iyi geliyordu; kimse anlamasa da… bir şekilde ruhumu hafifletiyordu.Doktorumun odasına girdiğimde, bana sıradan bir gülümsemeyle “Merhaba” dedi. “Nasılsın bugün?”“İyiyim,” dedim, ama içimden geçen yorgunluğu saklayamadım.Ben Mina. 19 yaşındayım. Hayatım, büyük bir kısmını hastane odalarında geçirmemle tanımlanıyor. Ama kimseye gösteremesem de, içimde hâlâ umut ve hayaller taşıyorum.Siz şimdi hastalığımı da merak edeceksinizdir. Hastalığım kronik kalp rahatsızlığı. Bu yüzden sürekli kontrollerim, doktor randevularım ve tedavilerim var. Bazı günler çok zor geçiyor, bazen kalbim o kadar yoruluyor ki yürümek bile güçleşiyor.Dünyanın en asosyal insanlarından biriyim. Tek yoldaşım, her zaman yanımda olan anne ve babam. Onlar olmasa, belki de bu yalnız hayatla başa çıkmam çok daha zor olurdu.Ama artık güçlü duramıyorum. Her gün kalbim daha kötüye gidiyor; bir anda ağrıyor, sıkışıyor.Hastaneden çıktığımda, ayaklarım hâlâ ağır ve göğsümde bir sıkışma vardı. Ama eve adım attığımda, annem ve babamın sıcak bakışları biraz olsun içimi rahatlattı.“Hoş geldin Mina,” dedi annem. Evde olmak, hastane koridorlarının soğukluğundan sonra küçük bir sığınak gibiydi. Yine de kalbimdeki ağrı bir süreliğine geçmiyordu; biraz dinlenmem gerekiyordu.Yatağıma uzanıp pencere kenarındaki defterime baktım. Çizimlerime göz gezdirirken, dünyamın kontrolü birkaç dakikalığına bende gibi hissettim. Sonra göğsümdeki sıkışma yeniden kendini hatırlattı.Her gün bir mücadeleydi. Ama belki de bu küçük anlarda, yaşamak için bir sebep buluyordum…Odama geçip, kumral saçlarımı yukarıda topuz yaptım ve defterimi açtım.Küçüklüğümden beri resim çizmeye bayılırım. Çizgilerim bana iyi gelir sanki her bir çizgi " iyileşeceksin" diye fısıldıyordu.Dün Yoda* karakterini çizmiştim bugün ise çizecek birşey bulmaya uğraşıyorum.Kulaklıklarımı takıp bir şarkı açtım Ölücem be hiç mi sevmedin*diyordu şarkı,bu şarkıyı her dinlediğimde babam gelir aklıma,babam ile aramız biraz limonidir1*stars wars evrenindeki bir karakter 2*ama bana bakma öyle -vagon