Bir insanın başına en fazla ne gelebilir ki. Her zamanki gibi üniversiteden çıkıp eve gitmek için otobüse bindim.Nerden bilebilirdim ki şoförün bir terörist olucağını.
Çantamdan kitabımı çıkartıp okumak için hazırlanırken bir anda bağırma sesleri duydum. Etrafa bakınırken şoförün elinde ki silahı görmemle ben de bağırdım. Şoför "Dediğim şeyleri yapmazsanız sizi öldürürüm" dedi.
Elim ayağım titriyordu. Arka taraftan küçük bir çocuğu ağlamaya başladı. Şoför "Telefonlarınızı bana verin" diye bağırdı. En önde oturduğum için ilk ben telefonu verdim. Oğlan çocuğunun ağlaması arttı. Annesi onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
Bende sessizce ağlamaya başladım. Annem babam ve kardeşim Ecrin aklıma gelince göz yaslarım arttı. Camdan dışarıyı izlerken bir silah sesi duydum. Arkamı döndüğüm de ağlayan çocuğun annesini öldürdüğünü anladım.
Şoför"Eğer ağlamaya devam edersen senide öldürürüm" diye bağırdı. Çocuk anlamamaya çalışıyordu ama zordu.
Şoför koltuğuna oturup otobüsü sürmeye devam etti. Bunu fırsat bilip çocuğun yanına gittim. Herkes sessizce ağlıyordu. Çocuk ise annesine bakıyordu. Çocuğu teselli etmeye çalıştım fakat işe yaramadı.
Ee ceylin doğal olarak, çocuğun annesi öldü.
Çocuğu teselli edemeyince yerime geçtim. 1-2 saat sonra otobüs durdu. Şoför "Herkes sırayla insin diye bağırdı.
Bu adam niye hep bağırıyo.
Herkes sırayla inmeye başladı. Önümüzde fazla küçük olmayan bir depo vardı. Nerde olduğumuzu anlamak için etrafa bakındım. Maalesef ki çok ıssız bir yere benziyordu.
Çocuğun elini tuttum ve herkes gibi yürümeye başladım. İçeri girdiğimizde bir araya toplandık. Çocuğun kafasını dağıtmak için konuşmaya karar verdim.
-İsmin ne ufaklık?
-Oğuz
-İsmin çok güzelmiş
-Annem de çok severdi
Aferin ceylin çocuğu daha da üzdün.
Etrafımızda bir kaç tane adam vardı. Ellerinde silah olması ürpermeme neden oluyordu.
Bir anda "Sen veledin elini tutan" diye bir ses duydum. Burada ki tek çocuk Oğuz olduğu için sesin geldiği yöne döndüm. Adam"Öyle dimdik bakmada gel" dedi.
Tanımadığım adamın yanına gittim. Adam kolundan sertçe tutup ben de peşinden sürükledi.
Bir kapının önüne geldiğimizde beni adeta içeri fırlattı. Kolumun üzerine düşmüştüm ve ağrıyordu ama şuan umrumda değildi.
"Seni Hasan Ağa'ya satıcaz. Şanslısın." dedi.
Aynen o kadar şanslıyım ki kaçırıldım
-İstemiyorum
"Sana fikrini soran var mı?Aranızdan en genci sendin. Diğerleri işimize yaramaz onlatı serbest bırakıcaz." dedi
-Hasan Ağa dediğin adam kaç yaşında?
"Aslında söylemem ama sen onun artık karısısın. 57 yaşında"
Yuh. Oha. Çüş...