Kitaplar Özellikler İletişim İndir
Bir Camdan Gülün Hikayesi
Aşk/Romantizm

Bir Camdan Gülün Hikayesi

5Beğeni
8Okunma
1 Bölüm
2,803Kelime
14 dkSüre
29.09.2025Tarih
Kimsesizler yurdunda büyümüş küçük bir kalp…Hayatında herkesi bırakıp gitmişti. Sol yanı aşık olduğu adam geleceğim demişti ama gelmemişti. Kimse sözünü tutamıştı annesini beklemişti o kapıda oda gelmemişti. Bir gün filminin galasında tam sahneye çıkacakken mikrofondan tanıdık bir ses işitti. Gemişte onu bırakmayacağını söyleyen sol yanıydı.

Hayatın süprizleri

Kaldırıma oturmuş öylece çocukluğuna bakıyordu. Çocukluğunun geçtiği soğuk binaya... Uzaktan büyük gözüküyordu fakat içindeki soğukluğu hiç bir şey ısıtamazdı. Yüzündeki pembe, beyaz boyasıyla çok şirindi. Kocaman bahçesi olan, her türlü meyve ağaçlarıyla oluşan yeşillikler diyarı küçük bir ormanı andırıyordu. Her bir köşede çardak vardı. Çocuklar otursun, gülüp sohbet etsinler diye. Bu portreyi uzaktan gören her insan hayran kalırdı. Ne kadar sıcak bir yuva der heveslenirdi. Peki, içinde yaşayan küçük kalpler öyle hissediyor muydu?  

Her gün soğuk odalarda, tek başına uyumaya çalışarak, korktuğundan yorganın altına girip dua eden küçük çocuklar öyle hissediyor muydu? Sıcak yuva olarak görebiliyorlar mıydı?  
Küçük Beliz hiç bir zaman orayı sıcak yuvası olarak görmemişti. Karşısında duran bu bina geçmişinde ki en büyük acıydı. 

Cesaret edip içeri giremiyordu. Koskoca yıldız oyuncu, herkese kök söktüren, hiç bir şeyden korkmayan Beliz, buraya adım atmaktan korkuyordu.

Bu soğuk yerden ayrılalı üç sene olmuştu. Daha doğrusu ayrılmak zorunda kalmıştı. 

18 yaşına girdiği zaman yuva bildiği bu yeri o zamanlar terketmek zorundaydı. Buradan başka bir yuvası, bir evide yoktu. 18 yaşında gencecik kızken sokakta kalmıştı. 

Beliz’in gözlerinde bir an anılar canlandı. Annesinin onu nasıl bıraktığını, arkasından nasıl koştuğunu, hepsi teker teker gözünün önüne geldi.

Hayat bazı insanlara gülerken, bazı insanlarıda es geçiyordu. Tıpkı Beliz gibi...Bu dünyada ne kadar çok mutlu insan varsa, bir o kadarda mutsuz insanla doluydu. Özellikle küçük çocuklar, dünyanın en masumları onlar iken, bir anda hayatları değişebiliyor, en mutsuz insanları olabiliyorlardı. 

Halbuki onlar ne para ister, ne başka bir şey, istedikleri tek şey sevgiydi. Ailesi tarafında sevilmek, onların ihtiyacı olan tek sevgiydi. Özellikle Beliz gibi yetimhanede büyümüş çocuklar...Onlar ne elbise ister, ne oyuncak sadece saçlarının sevgiyle okşanması bile onlara yeterdi. Çünkü oradaki çocuklar terkedilmişti, kimi kundaktayken, kimi 6 yaşında kapıya bırakılıp gitmişti. Hepsinin bir ortak yanı vardı kimsesizlik... 

Bir çocuğun annesi olmasa ona sıcak kucağını açmayan, canından çok sevmeyen bir anne olmasa, o çocuk bu hayattan ne bekleyebilirdi.?

Sevilmemiş bir çocuk düşünün, işte Beliz onlardan birisiydi. Annesi tarafından terkedilen, annesi tarafından sevilmeyen bir evlattı. Sırf kocası kızını istemediği için , kendi öz evladını bir çocuk esirgeme kurumun önüne bırakan bir anne...Annesinin arkasından çıplak ayakla taşlara basarak koşan, canı yansada yinede annesinin peşinden giden bir çocuk... 

“Anne ne olur bırakma beni, ben sensiz yapamam anne, gitme ne olur gitme...Söz veriyorum bir daha çikolata istemeyeceğim anne ama ne olur beni burada bırakma...Babama bir daha yüzümü göstermeyeceğim ama ne olur bırakma beni...” Çığlık çığlığa bağıran küçük kız, annesine beni bırakma diye yalvaran küçük bir kız...Peki annesini onu duydu mu? Peki annesi o küçük kıza bir kez olsun dönüp baktı mı?

Cevabı ise koskoca bir hayır...Beliz’in annesi dönüp bir kez

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play