Kitaplar Özellikler İletişim İndir
DELİ
Genel

DELİ

1Beğeni
9Okunma
2 Bölüm
679Kelime
3 dkSüre
01.10.2025Tarih
Hayat bazen sessiz bir çığlıktır.
Ve bazı insanlar o çığlığı duyacak kadar cesur değildir.

Deli, zihninin karanlık koridorlarında kaybolmuş bir adamın hikayesidir. Çocukluğundan kalma kırık bir dünya, yalnızlık ve travmalar, onun içine gizemli bir gölge bırakmıştır. Bu gölge, sessizce büyür, onu takip eder ve nihayetinde kendi benliğinin bir parçası haline gelir.

Karakterin dünyası giderek bulanıklaşır: Gerçek ile hayal, ses ile sessizlik, geçmiş ile bugün birbirine karışır. Sokaklarda yürürken, evin duvarlarına bakarken, işyerinde sessiz bakışlarla çevriliyken gölge onunla beraberdir. Artık kimse eski halini hatırlamaz; o, gölgesiyle birleşmiş bir varlık haline gelmiştir.

Bölüm 1: Sesler

Sokak lambalarının sarı ışığı kaldırıma vuruyor, yağmurun ardından kalan parlaklığı daha da görünür kılıyordu. Taşların arasındaki çamur, ayakkabılarımı ağırlaştırıyordu ama ben buna aldırmıyordum. İçimde taşıdığım ağırlık, çamurdan daha fazlasıydı.

Kendi adımlarımı dinliyordum. Sağ. Sol. Sağ. Sol. Her adımda bir yankı vardı; sanki ayakkabılarım değil, içimdeki boşluk yürüyordu. Ve o boşluğun içinden, her zamanki gibi, sesler yükseliyordu.
“Geç kalıyorsun,” dedi biri, kulağıma çok yakın. Ama etrafımda kimse yoktu. “Onlar seni beklemiyor. Zaten hiç beklemediler,” dedi bir diğeri, biraz daha uzaktan. Sonra üçüncü bir ses karıştı araya: “Hadi koş, ya da olduğun yerde kal. Zaten fark etmeyecekler.”
Başımı hafifçe eğdim, elimle saçlarımı karıştırdım. İnsanlar uzaktan bana baktılar. Bir kadın çocuğunun elini daha sıkı tuttu. O bakışları biliyorum: Deli.
Evet, öyle diyorlar.
Ama deli olan ben miyim, yoksa aynı kalabalığa aynı saatte aynı yüzlerle karışanlar mı? Bir tiyatro sahnesinde repliklerini ezberlemiş gibi hareket edenler mi?
Kendi yüzümün aynada nasıl göründüğünü hatırlamaya çalıştım. Dün sabah mıydı? Yoksa geçen hafta mı? Zaman, bende farklı akıyor. Geceler gündüzlere sızıyor, gündüzler karanlığa bulanıyor. Belki de o yüzden bana deli diyorlar: Çünkü saatleri onlarınkine uymuyor.
Eve vardığımda kapıyı açmadım. anahtar elimdeydi, ama kilide sokmadım. Bir süre sadece kapının önünde durdum. İçeride beni neyin beklediğini bilmiyordum. Bazen evimin içinde gölgeler oluyor. Bazen masanın üstünde olmayan şeyleri görüyorum. Kimi zaman bir sandalye kendi kendine devriliyor, kimi zaman bütün odanın sessizliği bir çığlık gibi kulaklarımı tırmalıyor.
Kapıyı açmadım. Çünkü kapının arkasında gerçeklik beni bekliyordu.
Belki de sokaktaki seslerle, evin içindekilerden daha çok anlaşıyorum.
Bir sigara yaktım. Duman, ışığın etrafında yavaşça yükseldi. Dumanı izlerken, onun benden daha özgür olduğunu düşündüm. Hiç bir yere ait değildi, rüzgârla dağılıp kayboluyordu. Belki de delilik buydu: Varlığını duman gibi kabul etmek. Bir an varsın, sonra yoksun. Kimse fark etmiyor.
“Beni duyuyorsun değil mi?” dedi seslerden bir tekrar. İçimden gülümsemek geçti. Evet, duyuyordum. Ve belki de dünyadaki tek dürüstlük buydu: İçimdeki sesler, dışarıdakilerden daha dürüst konuşuyordu.
Çünkü dışarıdaki insanlar yalan söylüyordu. gözlerinin içine bakıyorsun, gülüyorlar ama içlerinden sana lanet okuyorlar. “Merhaba” diyorlar, ama kelimenin içinde binlerce küfür gizli. Seslerim öyle değil. Seslerim, beni asla kandırmıyor.
Birden fark ettim, kapının önünde hâlâ bekliyordum. Sigarayı bitirmiştim, parmaklarım yanacak kadar ucuna kadar içmişim. İzmariti yere attım, çamura gömdüm. Sonra, derin bir nefes alarak kapıyı açtım.
Işık kapkaranlık koridora sızdı. Ve orada, karşımda, her zamanki gibi beni izleyen o gölgeyi gördüm.
📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play