Kitaplar Özellikler İletişim İndir
EBTER
Macera/Aksiyon

EBTER

3Beğeni
1Okunma
1 Bölüm
368Kelime
2 dkSüre
26.09.2025Tarih
Hiç bilmediği bir yerde gözlerini açan on iki yaşındaki bir çocuk, ıssız ormanın derinliklerinde hayata tutunmaya çalışır. Tâ ki umutla beklediği o kurtarıcının geleceği güne kadar.

Aradan geçen dile kolay koskoca on beş yılın ardından, hafızasından tamamen silinmiş insan türünün, hiç beklemediği bir anda karşısına çıkacağından habersizdir.

Giriş

Gözleri uzaktaki cismin ne olduğunu idrak edemeyip yorgun bakışlarını yere indirdi. Bilinmezliğin ardına saklanan o şeye karşı içinde hissettiği tarifsiz merak duygusu, azıcık korkuyu da içinde barındırıyor, alevlenen heyecanı ile öne atılıyordu.




"Lütfen söyle, nesin sen?"


Aldırış etmeden orada öylece duran şeye doğru adımlarını atarken kalbinin hızlıca attığını duyabiliyordu.


"Korkmama gerek yok ki. Sadece ufak küçük bir şey işte o kadar. Hem ben ondan daha büyüğüm bir kere, o benden korksun, hıh..."


Yaklaşan ayak sesleri orada duran şeyle arasındaki mesafeyi gitgide azaltmıştı. Yerde duran cisim neredeyse belli belirsiz seçiliyordu. Eğildi ve emin olmak için tekrar tekrar baktı.


"Sevimli tombul bir kirpi, öyle mi? Ne kadar komik..." diye tısladı.
"Oysa ben," dedikten sonra duraksayıp derince bir iç çekti ciğerlerine. Ardından gökyüzüne bakıp sıkıntıyla nefes verdi karanlığın derinliğine. Sızlanmanın anlamı yoktu. Kurtuluşunu henüz ıskalamış olsa da ümitsizlik kapısını aralamak için erkendi. Eline o fırsat geçecekti elbet!


Usulca yanından geçip ait olduğu yuvasına, sığınağı olan o mağaraya girdi. Ateşin başında oturup ağlarken geçmişini ve geleceğini düşünüyor, gözyaşları da usulca yanağından süzülüveriyordu.


"Hiçliğin ortasında yapayalnız bir ben... Kimse beni kurtarmaya gelmeyecek mi? Neredeyim, kiminleyim, hayatta mıyım, cesedimi kuşlar mı yemiş merak ediyorlar mıdır? Yoksa her zaman olduğu gibi varlığımdan haberleri bile yok mu? Ne dersin Sosis?"


Ateşin kenarında kıvrılmış uyuyan turuncu ve tombul kediye baktı. Oradaki en yakın arkadaşı, ormanın derinliklerinde bulduğu bu kediydi. Onun varlığına şükrediyordu yoksa yalnızlıktan kafayı yiyecekti. Kedi cevap vermeden öylece suratına bakmayı sürdürdü.
Cevapsız bırakılıp tatmin olmayan soruları canınını sıkmaya başlamıştı. Kumun üzerinde bir ileri bir geri sürtüp durduğu çırpı parçasını öfkeyle yere bastırıp kırdı ve ateşin içine fırlattı. Tam o esnada mağaranın dışından garip ve ürkütücü sesler duyunca olduğu yerden fırladı ve girişe, kapı görevi gören büyükçe bir tahta yerleştirdi. Arkasına da sağlamlığını artırması için iri taşlar koydu ve yanan ışığın hüzmeleri belli olmasın diye gönülsüzce de olsa ateşini söndürdü.


Huzursuzlanan kedi miyavlamaya başlayınca kapının arka tarafında artan hırıltıları duydu. Kalbi korkudan yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladı. İçinden dualar ederken bir yandan da kediyi severek sakinleştirmeye çalışıyordu. Mırlamaya başlayan Sosis' i orada bırakıp kapıya kulağını koyduğunda seslerin uzaklaştığını anladı ve olduğu yere uzanıp cenin pozisyonunda uyumaya çalıştı.

Bugünü de ölmeden sağ salim atlattığı için seviniyordu. Yarın yeni umutlarla doğan bir gün için şimdiden uyuyup enerji toplaması gerekiyordu. Belki de kurtulacağı gün o gündü. Kimbilir...

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play