Kitaplar Özellikler İletişim İndir
EJDERHANIN KANI TAHTIN  KALBİ
Fantastik

EJDERHANIN KANI TAHTIN KALBİ

0Beğeni
7Okunma
3 Bölüm
3,213Kelime
16 dkSüre
20.12.2025Tarih
Ejderhalar yok edildi sanıldı.

Tahtlar güvende kabul edildi.




Ateş ise sadece uyuyordu.

Valerya Krallığı’nda sıradan bir kaçak olan Vaelor Drayven, ateşin kendisine itaat
ettiğini fark ettiğinde kaderi geri dönüşsüz biçimde değişir.

Çünkü bu ateş bir lanet değil, kadim ejderha soyunun çağrısıdır.

Tahtından edilen prenses Elarys Valerya, krallığını yıkan ihanetle yüzleşirken kanında saklanan gerçeği öğrenir.

Ejderhalar yalnızca efsane değildir.
Ve ateş, sandığından çok daha yakındır.
Bir ejderhanın uyanışı,
bir krallığın çöküşü,
ve birbirine güvenmesi imkânsız iki kader.
Aşk yasakken, güç bedel isterken,
taht kana bulanmışken.

1.BÖLÜM


Vaelor Drayven hayatında üç şeyden emindi.

Birincisi, Valerya Krallığı’nın muhafızları koşmayı bilmiyordu.
İkincisi, han sahibi ona hâlâ borçluydu.
Üçüncüsü ise… ateş onu yakmazdı.

Bunu çocukken fark etmişti. Ocağa düşen korlar avucuna değmiş, herkes çığlık atmasını beklemişti. Vaelor ise sadece eline bakmış, sonra da annesinin paniğine anlam verememişti. O günden sonra ateş, onun için sadece… sıcak bir dosttu.

Şu an ise Valerya’nın dar sokaklarında nefes nefese koşuyor, arkasından gelen zırh seslerini umursamamaya çalışıyordu.

“YAKALAYIN ŞUNU!”

Vaelor arkasına bile bakmadan bağırdı:
“Ne bu ilgi? Hayran kulübü mü kurdunuz?”

Bir köşeyi döndü. Ve durdu.

Karşısında duran kişi muhafız değildi.

Gümüş işlemeli zırh, gece mavisi pelerin, dik duruş… Ve gözlerinde alışık olmadığı bir kararlılık vardı. Kadın, kılıcını çektiğinde metalin sesi sokakta yankılandı.

“Kaçacak yerin yok,” dedi.

Vaelor baştan aşağı baktı.
“Bu kadar zahmete değecek biri olduğumu bilmiyordum.”

Kadının bakışları sertleşti.
“Diz çök.”

Vaelor sırıttı.
“Tanışmadan diz çökmem.”

Kadın bir adım attı.
“Adın.”

“Vaelor. Soyadım ise—” omuz silkti, “—sık sık değişir.”

Kadın gözlerini kısmıştı.
“Ben Prenses Elarys Valerya.”

Vaelor’un kaşları kalktı.
“Vay canına. Demek bugün kraliyetle tanışma günüm.”

Tam o anda muhafızlar sokağın girişini doldurdu. Kaçacak yer kalmamıştı.

Elarys kılıcını Vaelor’un boğazına yaklaştırdı.
“Teslim ol.”

Vaelor iç geçirdi.
“Bak, prensesliğinle bir sorunum yok ama beni zincire vurmak… biraz romantik kaçıyor.”

Elarys kılıcı daha da yaklaştırdı.

Ve o an… oldu.

Vaelor’un göğsü yandı.

Ama bu, ateşin sıcaklığı değildi. İçinde bir şey kıpırdanmıştı. Damarlarında kaynayan, bastırılmış bir güç… gözlerine doğru yükseldi.

Elarys, Vaelor’un gözlerinin altın rengine döndüğünü gördü.

Sokak titredi.

Taşlar çatladı.

Gökyüzü, sanki nefesini tutmuş gibiydi.

Sonra…

KÜKREME.

Derin. Kadim. Dünyanın kemiklerinden gelen bir ses.

Şehir surlarının altından yükseldi.

Elarys’in yüzü soldu.
“Bu… mümkün değil.”

Vaelor ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
“Eğer bu bir gösteriyse, ben de şaşkınım.”

Muhafızlardan biri bağırdı:
“EJDERHA!”

Yer sarsıldı. Uzakta, eski efsanelerde geçen o yaratık, karanlığın içinden uyanıyordu.

Ve Vaelor’un zihninde, yankılanan bir ses duyuldu:

> Sonunda, kanım beni buldu.

Vaelor dizlerinin üstüne çöktü.

Elarys geri adım attı ama kılıcını indirmedi.
“Sen… nesin?”

Vaelor başını kaldırdı. Altın gözleri hâlâ parlıyordu.
“Bunu ben de öğrenmek istiyorum.”

Gökyüzü alevle aydınlandı.
Ejderha uyanmıştı.

Ve Valerya Krallığı’nın kaderi, o dar sokakta yeniden yazılmaya başlamıştı.

🐉


Vaelor Drayven, hayatında ilk kez zincire vurulurken suçlu olmadığını düşünüyordu.

Bu onun için yeni bir histi.

“Şunu söyleyeyim,” dedi, bileklerindeki soğuk demire bakarak, “eğer bu kraliyet misafirperverliğiyse, hanlar daha sıcak.”

Muhafızlardan biri sertçe itti.
“Sus.”

Vaelor sendeledi ama düşmedi. Başını kaldırdığında Elarys’i gördü. Atının üzerinde dimdik duruyor, yüzünde okunamayan bir ifade taşıyordu. Ne öfke vardı orada ne de merhamet. Sadece… dikkat.

Şehir halkı iki yana dizilmişti. Fısıltılar kulaktan kulağa yayılıyordu.

“Ejderha…”
“Altın gözlüydü…”
“Uğursuzluk…”

Vaelor gülümsedi.
“Bak bunu sevdim. Ünüm hızlı yayılıyor.”

Elarys atını yavaşlattı.
“Eğer tek bir yanlış hareket yaparsan,” dedi soğuk bir sesle, “seni kendi elimle öldürürüm.”

Vaelor başını yana eğdi.
“Bunu tehdit mi yoksa iltifat mı saymalıyım?”

Elarys cevap vermedi.


**

Valerya Sarayı, dışarıdan bakıldığında ihtişamın ta kendisiydi. Yüksek kuleler, beyaz taş duvarlar ve ejderha kabartmaları… Vaelor’un

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play