Keyifli okumalar!
Genç kız okuldan çıkarak yürümeye başladı. Kendi keyfine göre çalışan eski model telefonuna çağrı gelse de kapandığı için cevaplayamamıştı. Oflayarak telefonu sırt çantasına attı. Telefonun ömrü çoktan geçmişti. Değişmesi gerekti ama şimdilik onun için durumu yoktu. Yeni model telefon alması için önce çalışması lazımdı. Üniversiteye başladığından beri çocukluğunu geçirdiği yetiştirme yurdunun en önemli bağışçılarından İlay Hanım'ın yanında yaşıyordu. İlay, yanına taşınması için çok ısrar edince onu kıramamıştı. Evine geldiği günden itibaren her zaman kendisine yardım etmeye çalışan kadın, kaç kere yeni telefon almak için ısrar etse de genç kız kabul etmemişti. Her şeyi İlay ablasının karşılamasını istemiyordu. Bu ona göre haksızlıktı. Zaten yaşadıkları sitenin yakınında hizmet gösteren markette öğrenci olduğu için yarı zamanlı kasiyerlik yapıyordu ve almak istediği en uygun telefon modelinin parasını toplamasına az kalmıştı.
En yakın arkadaşı, kardeşi gibi sevdiği İrem İzmir`e, baba bir anne ayrı üvey kardeşi Sümeyye`nin yanına gittiği için şimdilik ayrılardı. Maviş`ini çok özlemişti. Düşüncelerine dalmış yürürken telefonu yine çalmıştı. O çantasından çıkarana kadar kapanmayan telefonun bu sefer çalışası tutmuştu. Oh çekerek çantasından çıkardığı telefonun ekranına baktı.
İlay Abla arıyor..
Çağrıyı hemen cevapladı.
“Efendim İlay Abla!” dedi yaşadıkları sitenin sokağına yaklaşırken.
“Feriha canım. Nasılsın? Neredesin?”
“İyiyim abla. Eve yaklaşıyorum. Bir şey mi lazımdı?”
“Yok hayatım. Sadece gelip gelmediğini öğrenmek istemiştim. Eve gelince konuşuruz.”
“Tamam abla.”
Telefonu kapatırken anlam veremediği konuşma, kaşlarını çatmasına neden olmuştu. İlay ablası neden böyle garip davranmıştı? Bir şey mi olmuştu?
Her ne olmuştuysa eve gidince öğrenecekti. Dakikalar sonra siteye girdiğinde yaşadığı dairenin olduğu apartmana yaklaştı. Apartman kapısının şifresini girerek kapısının açılmasını bekledi. Kapı açıldığında apartmana girerek asansör çağırdı. Yaşadıkları daire sekizinci kattaydı. Asansör geldiğinde bindi ve sekiz rakamını tuşladı. Yukarı çıkarken eve gittiğinde yapacağı yemeği düşündü. İlay ablasının çok sevdiği tavuk sote yapacaktı. O yapacaklarını düşünürken asansör durmuştu. Kapıyı açarak dışarı çıktı ve evin önüne gelerek kapıyı yedek anahtarla açtı. İçeri girdiğinde vestiyerde erkek ceketini fark etti. Kim gelmişti ki onlara? İlay bekar bir kadındı. Sonuncu erkek arkadaşından üç ay önce ayrılmıştı ve bu aralar hayatında kimse yoktu. Bunu çok iyi biliyordu çünkü İlay, işten sonra bir yere çıkmıyor evde kendisi ile vakit geçiriyordu. Düşünerek kafa patlatacağına içeri girerek kendi gözleri ile görmeyi tercih etti. Çantasını vestiyere bırakarak üzerindeki kot ceketini çıkardı. Ayakkabılarını da çıkardıktan sonra holü geçti ve salona geçti. Salonda İlay ve daha önce görmediği ellili yaşlarda yakışıklı bir adam vardı. Kendisini görünce içten bir gülümseme sundu. Genç kız da ona nezaketle gülümseyerek
“Hoş geldiniz.” dedi.
“Hoş bulduk kızım.” diyerek karşılık