Dizlerimin titremesi altımdaki zeminin daha da kaygan olmasını sağlıyordu. Kararan gözlerim buna eşlik ederken bu kadar etkileneceğimi bilmiyordum. Yalvarıyordum sadece yalvarıyordum bu kalabalık adliye koridorunda bilincim kapanmasın diye.
O buradaydı o beş yıl sonra buradaydı karşımdaydı elini uzatmış sıkmam için bekleyen bir şekilde gözlerindeki gölgelerin derinindeki karanlıklar eşlik ediyordu belli belirsiz gülümsemesine.
Aynı adliye koridorlarında hiç değişmemiş haliyle kapanmamış bir hesapla . Güçlü durmak zorundaydım tıpkı onun gibi hiç bir şey olmamış gibi sanki yeni tanıyormuşum gibi.
Uzattığı elini sıktım usulca " Ben deniz Sedat Koru. Bir sonraki davamda öğrendim ki karşımdaki avukat sizmişsiniz."
Dudaklarından dökülen sözcükler ciğerlerimi yerinden sökerken toparlandım hızlıca. " Ya evet öyleymiş Sedat bey. Ben de Hazal Aksoy."
Diye tanıttım yeni kimliğimi yeni benliğimi.
Hızlıca arkamı dönüp uzaklaşmaya karar verdim.Bir an önce gitmek istiyordum bir an önce uzaklaşmak istiyordum ondan ve buradan. Ve bir anda öyle bir şey oldu ki olduğum yere çivilendim.
Nefesini ensemde hissediyordum. Fısıltısı ise sol kulağımı doldurdu.
"Bundan sonra gölgen gibi arkandayım Sinem nereye gidersen git nerede olursan ol bil ki ben de oradayım."