2094 Temmuz ayında İvy kader çarkını bir çok kez kırmış, tüm döngüsünü baştan yazdırmıştı. Sanki kaderinde yazılı olan felaketi hisseder gibi ona isyan ediyor ve yazılı sayfaların yırtıp atılmasına neden oluyordu.
İlk kırılma anı, merhametin getirdiği saflıktan da olmuş olabilirdi öfkenin getirdiği gözü karalıktan da. Bu kırılma anı yaşanmadan günlerce evvel İvy, dosyalar ve raporlarla dolu masasında oturmuş ve sıkıcı bir peri olan başkomiserin bu ay ki programını organize ediyordu. Hoş bu öyle sıkıcı bir işti ki organize etmiyor da kendine oyun çıkartıyor demek daha doğru olurdu. Başkomiser ile görüşme yapmak isteyenlerin adını birer kağıda yazmış, katlamış ve her daim yanında olan ve artık eski değil de antika diye anılması gereken gümüş sigara kutusunun içine koymuştu.
Kutuyu, ağzına dolanan şarkının ritimlerine uygun şekilde sallayıp keyifle sandalyesinde kıvranırken çıkan ilk ismi ayın birinci gününe yerleştirdi. Şekilli el yazısı ve eklediği küçük çizimler ile sıkıcı ajandaya kendi enerjisini kattığından emindi. Halbuki kanatları hamam böceğine benzeyen başkomiser her daim mavi tükenmez ile hazırlanmış düz, sade bir rapor isterdi. İvy keyifli gülüşlerinin arasında "Tüh.." diye mırıldandı.
Diğer günlerden farklı hiçbir şey olduğu yoktu. Hatta bugünü unutup gideceği bir gün zannediyordu ta ki mesaisi bitip eve gideceği vakit sokakta duyduğu sirene kadar. Bu siren bu ay içinde öyle sık duyuldu ki, İvy bunun bir rutine dönmesinden korkar oldu.
Şu anlık ise korkudan öte alarmı duydukça kulaklarını kapatmak ve tüylerini ürperten bu sesten kurtulmak istiyordu. Hatta sokağın ortasında olmayı umursamadan çığlıklar atıp susmaları için bağırmak istiyordu.
░█░█A▒NETLİ ALARMI! B**U BİR TATBİ**KAT █EĞİLDİR, EVL**ER**İNİZDEN ░█░ÇI░**KMAYIN!** TEKRAR EDİYORUM! BU BİR T██T BİKAT DEĞİLDİR! EV**LER**İNİZDEN ÇIKM**AYIN!** D**IŞ**ARDA YSANI$$Z ACİLEN EMNİYET GÖREV█LİLERİNİN TALİMATLARINIZI UYGULAYIN! BU BİR ▓▓T BİKAT DEĞİLDİR, LANETLİ ALARMI!
Robotik sesi duyanlar ne olduğunu anlamadı, kısım kısım kesildi siren. Eğer bir robot küfür etseydi tam olarak böyle olurdu diye düşündü İvy. Tabi herkes İvy gibi rahat değildi. Doğrusu diğerlerinin duyduğu korku ve endişenin sebebi başka İvy'nin sebebi başkaydı. Gerçi iki tarafta yakalanmaktan korkuyordu. Bir taraf lanetlilere, diğer tarafsa hükümete...
Siren sesinin notaları bozuldu. Çığlık atarmış gibi yüksek sesler öttü, ardındansa hemen sustu. Kopmayan kıyameti yaşayan insanlar, can havliyle koşturup duruyor; biri İvy'nin omuzuna biri koluna bazısı ise karnına çarpıp uzaklaşıyor ama tek biri bile dönüp özür dilemiyordu. Kaba yaratıklar...
Korku ilkelleştirir mi yoksa özüne mi döndürür? İnsanın özü bu kadar kör müydü?
Adımlarında herhangi bir hızlanma olmadı. Hatta gördükleri karşısında duraksamadı bile. Kör olanlardan olamadı belki de karanlıktan hoşlanmadığındandır.
Yere düşmüş bir kız çocuğu elinde tuttuğu hayvan peluşuna sıkı sıkı