GİRİŞ - MÜHÜRLENEN KAPI
Bölüm şarkısı: Cem Adrian-Yalnızlık ✨
05 Ekim 2018
Yüzüme vuran soğuk rüzgar mı üşütüyordu cansız bedenimi, yoksa içine düştüğüm bu durum mu bilmiyordum. Tek bildiğim, enseme yaptıkları acımasız baskıydı. Nefes almak dahi imkansızlaşmıştı. Gözlerime inen perdeyi, zoraki bir çabayla araladım. Başımı güçlükle kaldırıp, hayatımın geri kalanına ait tüm umutlarımı ezerek yükselen o soğuk tabelayı gördüm: 'Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu.' Yakıcı soğuğa rağmen titreyen ve çatlamış dudaklarımdan küçük, alaycı bir fısıltı döküldü: 'Hoş buldum.'
Ardından arkamdan demir bi kapıyı sertçe kapattılar.
Demir kapı, ardında sadece bir geleceği değil, benim, Alev Armağan'ın masumiyetine dair son kırıntıları da mühürlercesine, acımasız bir gürültüyle kapandı.
Kollarımdan sürüklenmeye başladığımda kendim yürümüyordum, yürüyemiyordum. Attığım her adım, sanki beni içine çekiyor ve kulağıma o cümleyi fısıldıyordu: 'Sen katilsin.' Ben katildim. Ben acımasız bir katildim. Artık istesem de kendimi iyi hatırlayamayacaktım; benim iyi tek bir yönüm kalmamıştı. Çünkü ben kanımdan olanı, canımı ve aynı zamanda iyi yönümü öldürmüştüm. Ben annemi öldürmüştüm... Onun karşımda can çekişini büyük bir soğukkanlılıkla izlemiştim. 'Sen katilsin.' diyordu Kalbim. Kalbim sussa, beynim susmuyordu. 'Sen katilsin.' Ben katil miydim? 'Sen katilsin.' Ben katildim, hem de acımasız bir katildim.
Kendime, ensemdeki ve kolumdaki baskı uzaklaştığında geldim. Şuan fark ediyordum, ayakta duramıyordum. Beni getirdikleri odaya baktım; geneli siyah ton olan odanın sağ duvarında boydan boya bir kitaplık vardı ve içinde suçluların olduğunu düşündüğüm binlerce dosya duruyordu. Başımı sola çevirdiğimde, kitaplık ile aynı renkte, gri bir dolap gördüm ve hemen yanında da odanın kasvetinin üstüne sinmiş, ölmek üzere olan koyu yeşil bir zamia çiçeği vardı.
İki adım atıp kafamı önüme çevirdiğimde ise karşımda bir masanın olduğunu gördüm; masa, odanın siyah rengine zıt beyazdı. Üstünde bir sürü kalem, beyaz kağıtlar, beyaz kağıtların üstünde de fotoğrafı çekilmiş suçlular vardı. Ve beyaz kağıtların en ortasında duran, büyük harflerle yazılmış o ismi ve ismin yanında da duran o fotoğrafı gördüm. ALEV ARMAĞAN. Fotoğraftaki kadın, soğuk, bomboş gözlerle bana bakıyordu. Kendi yansımam bile olsa, onu tanıyamadım. Bu bir katilin, bir caninin yüzüydü. Bu, benim yüzümdü."