Kitaplar Özellikler İletişim İndir
GÖLGE 2 ~ PRENS
Fantastik

GÖLGE 2 ~ PRENS

4Beğeni
22Okunma
1 Bölüm
1,825Kelime
9 dkSüre
30.08.2025Tarih
Köyün insanlarından yükselen dumanlar, gökteki yıldızları kapatıyordu.
“Sadece bir kişi sağ kaldı değil mi?”
❦❦❦❦❦❦❦
BÖLÜMLER HAFTADA BİR GELECEK (Erken gelirse seviniriz:))

1. Bölüm

~~~~~~

Kayıp zamanların birinde soğuk bir kış gecesi, alev alev yanmaya başlayan köyün insanlarından yükselen dumanlar, gökteki yıldızları kapatıyordu.

Yanına yaklaşan adamının yüzüne bakmadan sordu:

“Sadece bir kişi sağ kaldı değil mi?”

İnsanlardan arta kalan çığlıkların tükendiği gecenin sessizliğini bozan kalın ve tok ses, ait olduğu cüsseyle doğru orantılıydı.

Dev gibi adam, üstündeki kurumuş kanın kokusuna aldırmadan derin ve hırsla çektiği nefesini verirken, havaya karışan buhara baktı. 

“Evet efendim. Diğer köye doğru gitmesi sağlandı.”

Aynı duygusuzlukla verilen yanıtı duyduktan sonra, altındaki öfkeli aygırın burnunu karanlığa çevirdi ve sertçe mahmuzladı.

Çağlar boyunca değişik isimlerle anılmıştı bu karanlık figür. Medeniyetin oluşmaya başladığı dönemlerde, çok tanrılı dinlerin yeraltı tanrılarına kaynak olmuştu ilk önce. Tek tanrılı dinlerde şeytanın ta kendisiydi… 

İnsan kanını akıtmaya doyamadığı açlığını ne zaman dindirecekti; yoldaşlarının hiçbiri bunu kestiremiyordu. Arkadaşları, milyonlarca yıldır yanında oldukları prenslerinin, dostlarının kanındaki öfkenin zehrini ve hırsını durduracak gücü arayışlarını sürdürüyorlardı… 

Eğer o gücü yakında bulamazlarsa, Prens Cerlyn kendi karanlığında yok olacaktı. Geriye kalan arkadaşlarının gücü ise, uyumakta olan Doğa Ana’nın onaramadığı yıkımı düzeltmeye yetmeyecekti… 

Dünya’nın varlığını devam ettirebilmesi için Cerlyn’nin aydınlığı bulması gerekiyordu… Hem de bir an önce…

~~~~~~

“Bir sonraki köye hemen mi gideceğiz?” diye sordu ikinci komutanı Lugh. 

Cerlyn, mola verdikleri noktada, yaktıkları ateşin harlanmasını izliyordu. Alevler gökyüzüne doğru yükselirken etrafa saçılan kıvılcımlar, toprağa ulaşamadan sönerek yok oluyordu. Tıpkı karşısına çıkan asker ya da köylü, kadın ya da erkek, yaşlı ya da çocuk insanların yok olması gibi… Hiç bir şeye takılmadan dünyadan varlıkları siliniyordu hem sağa sola sıçrayan ateş parçalarının hem de sağa sola kaçışan insanların… 

“Bu şekilde insanları öldürmeye devam edersek yakında…” derken Ceryln’in bakışlarıyla susan Taranis, kafasını sallayarak önüne eğdi. Gözlerinin önüne dökülen sarı ve dağınık saçlarının arkasından Cerlyn’e bakmaya devam etti. Fakat prens aain bakışları artık üstünde değildi. Sustuğu anda ilgisini yine önünde harlanan büyük ateşe ve ateşin gerisindeki karanlık ormana kaymıştı.

Bir süre daha ormanı izledikten sonra yaverlerine bakmadan mırıldandı.

“İnsanları dünya üstünden silmeye çalışıyoruz zaten.”

“Karanlığın yarattığı o kadar tür bile bunu hâlâ başaramadı… Beşimiz…”

Cerlyn hışımla cümlesini tamamlayamayan Esus’a döndü. Prensin bakışlarındaki öfke ateşin yansımasıyla daha tehlikeli bir hâl almış gibiydi.

“Beşimiz, Karanlık’ın yarattığı zavallı yaratıklar mıyız? Bunu Karanlık için mi yapıyoruz?”

Tutatis, Cerlyn ve Esus arasına girip komutanının gözlerinin içine baktı.

“Majesteleri…”  Cerlyn bir an durdu. Tutatis’in başladığı konuşmaya devam etmesini istiyordu.

“Konuş,” diye fısıldadı.

“Karanlığın yarattığı aşağılık yaratıklar değiliz,” dedi. Bakışları, gerilerinde bıraktıkları köyün yükselen alevlerine takıldı. “Fakat Ea’nın yarattığı üstün ırk olmaktan da gitgide uzaklaşıyoruz.”

“Ea’nın yarattığı!” derken hiddetlendi Cerlyn. “Ea bizi niçin yarattı Tutatis? Sonra türümüzü neden uykuya hapsetti? Ea, İnsanları yaratırken ona bu kadar hasar vereceklerini anlamayacak kadar

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play