---
Üssümüzün halka açık olan binasında ilerliyordum. Ne kadar zaman geçirsem de buranın bana asla bir ev sıcaklığı veremeyeceğinin farkındayım. Etrafa baktığımda insanların kaldığı evlerin önündeki boğucu atmosfer beni hâlâ şaşırtıyor çünkü bu üssün kuruluşunun üzerinden ne kadar yıl geçse de binadaki soğukluk hâlâ yerinde .Koridorda yürürken tavanda yanan soğuk ışık tenime vurdukça içimdeki huzursuzluk artıyordu.Bazı daire önlerinde biraz renk katmak için çocukların hevesle çizmiş olduğu resimler, buranın soğuk havasını kırmaya yetmemişti.Bazıları ise kapılarının önüne bitkiler koyarak evlerinin yaşanılabilir bir yer olduğunu kanıtlamaya çalışır gibiydi.
Koridorda ilerlerken nereye gideceğimi oldukça iyi biliyordum çünkü burada 13 yıldır yaşıyordum. Buraya ilk yerleşenlerden biri de bendim. Artık annem gibi gördüğüm manevi teyzemle beraber yaşıyordum benim için yaptığı herşeyden sonra onsuz nasıl yaşardım hiçbir fikrim yoktu, savaştan sonra nasıl başardıysa buraya bir şekilde alınan ilk ailelerdendik. Burada kalmanız eğer uğruna yapacağınız kimse yoksa çok zordu çünkü burada savaşın üzerinden oldukça zaman geçse de katı kurallar vardı. Bu kurallar burada yaşamayı olduğundan daha zor kılıyor insanın yaşama isteğini sürekli kendine sorgulatıyordu. Bazı günler buradan gitmek istiyor eski aileme ve arkadaşlarıma dönme isteğimi bastıramıyordum.
Buradaki belli bir yaşın üzerindeki herkes en geç saat 8’de uyanmalı, herkese verilmiş olan kişiye özel görevleri kendilerine verilen süre içerisinde bitirmeli, Okula giden çocuklar okula zamanında gitmeliydi. Demek istediğim şey, eskiden ülkemiz ne kadar güzel ve huzurlu bir yer olsa da şu an bu durumdan eser yoktu. Bu kaldığımız yerde açlık, savaş, yoksulluk eskisi kadar olmayabilirdi ama buranın da karanlık bir yüzü vardı ve o yüzü kimse görmek istemezdi.
Eğer burada düzeni bozacak davranışlarda bulunursanız, ilk gideceğiniz yer kendimce ceza bölümü diye adlandırdığım alanlardı. Burada işlediğiniz suça göre ceza alırdınız; ne kadar ağır olacağı da işlediğiniz suça bağlıydı. Burada düzeni bozacak en küçük şeye tahammül yoktu. Buna ortalıkta mutsuz gezinmek bile dahil olabilirdi. Ayrıca insanların aşırı düşünmesini ve isyan çıkarmasını istemiyorlardı. Zaten bunları düşünecek zamanımız yok denecek kadar azdı.
Örneğin, ben şu an teyzemin yanına yetişmek için hızlı adımlarla ilerliyordum kendisi bana gelecek görevlerimde başarılı ve güçlü olmamı istediği için uzun zamandır dövüş taktiklerini verdiği gizli bir alan vardı. Kimsenin görmesini istemiyor ama nedenini sorduğumda, bana konuşmamam gerektiğini anlatan bakışlarından atıp beni sustursada eğitimim bitmişti ve bugün yanına gitme amacım normalden daha farklıydı.
Ben buraya altı yaşında gelmistim. O zamandan beri gerekli okul eğitimini verdikleri alanlarda eğitimimi almış ve başarıyla tamamlamıştım. Şu an 19 yaşındaydım. Normalde 18 yaşında mezun olmam gerekebilirdi fakat benim bu yere geldiğim yıllarda düzenin oturması