Merhabaaa :)
Yeniden Işık ve Atilla ile buluşuyor olmak çok güzel. Onları tanıyanların mutlaka olacağını düşünüyorum 🥹❤️ İlk defa tanışacaklar içinde kocaman kalpler yolluyorum ❤️
KEYİFLE OKUYUN. YORUMLARINIZI BEKLİYORUM 🏃♀️➡️
1.BÖLÜM
En güzel toprak kokusu mezarlıklarda olur derler. Toprağa döktüğün bir damla suyun bile anlamı olduğundan mıdır bilinmez, mezarlıklardaki o toprak kokusu insana bir hoş gelir. Ama aynı zamanda ürkütür de. Ölümü çağırırsın derler bazıları da. Dile getirmekten mütemadiyen kaçınırlar o toprağın güzel koktuğu gerçeğinden. Aynı şeyi çiçeklere de yaşatırlar. Çiçekler en güzel mezarlarda yetişir.
Hem severler o çiçeği, hem de şşş mezarlıktaki çiçek o dokunma, koparma boş ver derler. O çiçekte bu eleştirileri, dışlanmışlığa inat bir başkaldırıyla yetişir. Sen ellerinle mezara dikersin ama o utanmadan elinden kaçan bir tohum ile tam köşede mezar taşının çatlağında filizlenir. Dokunmaya da kıyamazsın orada öyle kalır. O çiçek yerini kabullenir. Bir çatlaktan var olduğunu kanıtlar ama asla mezardaki çiçek kadar değer görmez. Su bile verilmez ona. Çünkü o var olmayı kendi istemiştir. Gerisi de kimsenin umurunda olmaz.
Peki gerçekten var olmak istemiş midir o çiçek?
Bilmiyorum…
Şimdi mezarlıktan çıkarken ellerimi çizmek pahasına toprağına daha rahat kavuşmasına yardım ettiğim o dikenli gülleri düşünüyordum. Ne gariptir ki var olsa da kimseler tarafından çokta istenmemiş biri, var olan birinin köklerini büyütmesine yardım ediyordu. Bu düşündüklerim beni gülümsetti. Şey gibi olmuştum. Mazlumun hakkını savunan bir mazlum.
Çok dramatik…
Gülümsememi yüzümden silmeden gelen ilk dolmuşa bindim. Sabahın karanlığında mezarlığa gelmek tamda bana göre bir hareketti. Yanına oturduğum kadında tamda bu olayı garipsemiş gibi bakıyordu. Ee tabi mezarlığın karşısındaki duraktan üstü başı toprak, elleri kanlı , gülerek dolmuşa binen bendim. Şaşırmıştı bu duruma kadıncağız. Sanki biraz da rahatsız olmuştu.
Omuz silktim. Çok garip bir olay olsaydı dolmuş buradan geçmezdi. Önce bunu sorgulasaydı canım…
****
Bir kişi uzatır mısınız? İki kişi üstü vardı sesleri beynimi tırmalıyordu. Kanala en yakın durağa dolmuş yaklaşır yaklaşmaz tüm ses tellerimi kullanarak bağırdım. Herkesi iterek dolmuştan indiğimde az daha toprağı öpecektim. Mecazi anlamda değil gerçekten öpecektim. Çünkü az kalsın düşüyordum.
Zar zor ayakta durduktan sonra kanala doğru hızla yürümeye başladım. Bugün günlerden cumaydı ve mübarek günün hatırına elle tutulur bir haber bulmak istiyordum.
Medya ve televizyon okurken ve bu çalıştığım kanalda işe başlarken, sanıyordum ki bir iki sene böyle çalışırım. Sonra büyük bir haber patlatırım ve kariyerimde dönüm noktası yaşar belki ana haber bile sunardım!
Ama hayat gerçekleri yüzüme tak diye vurdu. Bu ihtimallerin hiçbiri gerçekleşmedi. Üç yıldır kovulmadığım için bile şükreder hale geldim. İlk yılım tam bir