Balmorhea - Remembrance
KAÇIŞ
1.
Korku Zindanı
Duygular da zindana atılıyor muydu zamanla? Köreliyor muydu her his, geçen yılların bıraktığı her hasarla?
Oluyordu. Şayet iki yıldır her duygumu göğüs kafesi boşluğumdaki zindanlara hapsedip, anahtarlarını denize fırlatmasaydım veyahut hislerim yıllar geçtikçe aldığım her hasarla körelmeseydi böyle bir kanıya varamazdım.
Duygular da zindanı boylar yeri geldiğinde, hisler de körelir yıllar geçtikçe.
Geriye mantığın kaldığında ve sadece onunla hareket ettiğinde anlıyordun bu dünyada başka bir tercihin olmadığını. Kalp insanı yolundan saptırırdı, doğru yoldan alıkoyardı. Yanlışların ve günahların kucağına ittiğinde, eline kör ir bıçak alıp ve onu öfkeyle bileyip kalbine saplamak, paramparça etmek isterdin.
Ben istedim. Yanlış kişiye dört odacığın dördüne de ev sahibi yapan o kalbimi, öfkemle bileyip paramparça etmek istedim.
Ama sonra içinde olanları hatırlayınca, bir yılan uğruna o tilkiyi öldürmek istemedim. Canımın tatlı oluşundan değil bu defa, başımı omzuna yasladığımda tüm dertlerimi ve tasalarımı unuttuğum o insanlara kıyamadığımdan.
En başta babama.
Ekranında benim küçükken babamın kucağında çekilmiş olduğum fotoğraf bulunan telefonumu açtım ve mesajlara baktım. Kar soğuğundan ellerim donsa da annemi merakta bırakmamalıydım. Telaşlanırdı benden haber alamadığı anda ve ona bu telaşı yaşatmak istemezdim. Zaten iyi bir psikolojiye sahip değildi. Akli dengesi tam olarak yerinde bile değildi aslında, bazen ne yaptığını bile hatırlamazdı. Annem dışarıdan her ne kadar güler yüzlü, sevecen dursa da öyle değildi. Annem iyi değildi.
Hafsa: Evet geldik anne.
Annem: Tamam kızım, iyi tatiller size.
Mesajını beğenip çıktım uygulamadan ve telefonu kapatıp montumun cebine koydum. Kızlar önde ben arkada ilerlerken bakışlarım karlarla kaplı ağaçlardaydı. Burası bir tatil köyüydü ve sömestr tatilini burada değerlendirip kafa dağıtmak istemiştik. Bir haftamızı burada geçirecek, ardından tekrar okul için şehire geri dönecektik.
Bursa Uludağ Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler okuyordum ve ikinci sınıftım. Bundan iki yıl önce Ankara'da yaşıyorduk ama ben üniversiteyi kazandığım için buraya yerleşmiştim. Arkadaşlarımla beraber küçük bir öğrenci evimiz vardı.
Bundan iki yıl öncesi benim için belki de dönüm noktasıydı zira şu anki Hafsa ile iki yıl önceki Hafsa arasında dağlar kadar fark vardı. En acı sebeplerinden biri ise...
Babamı kaybetmiştik.
Bundan iki yıl önce, bir gece ansızın gelen telefonla ocağımıza düşen ateş sadece evimizi değil, bizi de canevimizden yakmıştı. Babamı kaybettiğimizden beri ailede hiçbirimizin eski neşesi yoktu, sanki babam giderken o neşeyi de alıp götürmüş gibiydi. Annem hâlâ ara ara gözleri boşluğa dalar ve dolardı.
Ben ise anneme nazaran daha güçlü olmama rağmen bazen de ben de onun gibi oluyordum. Bir boşluğa dalıyor, dakikalarca babamla olan anılarımızı düşünüyordum. Onu çok özlüyordum ve