Yürüyordum. OlabildiÄŸince uzaÄŸa yürüyordum. YaÄŸmurun beni ıslatmasıni göz ardı ederek yürüyordum. Bu kasvetli hava beni çocukluÄŸumdan beri içine çekerdi. Sessiz ve aÄŸaçlarla çevrili bu yolda durup dolu olan gözlerimi gökyüzüne çıkardım. Kalbim daralıyordu nefes alıyor olsamda aldığım nefesi hissedemeyecek kadar canım yanıyordu. Babam... Babamın yokluÄŸuna nasıl alışacaktım. Onsuz hayatıma nasıl edecektim. Hiç bir fikrim yoktu. Bu hisle dizlerimin üzerine çöküp ellerimle yüzümü bastırdım. Çığlık çığlığa aÄŸlamaya baÅŸladım. Bunun tarifi yoktu bu acının tarifi asla yoktu.Â
Babam ünlü bir iÅŸ adamıydı ancak gizli iÅŸleri de yürütüyordu . Bazıları ona mafya dese de mafya deÄŸildi. Aksine iyi biriydi iyi iÅŸler yapardı. Her zaman güler yüzle çalışanlarını ağırlardı. Nerede kimin yardıma ihtiyacı olsa ilk babam koÅŸardı. Beni ve annemi hiç incitmez aksine bebekleriymiÅŸiz gibi davranırdı.Â
Ancak babamın düşmanları çoktu. Babam hiç kimseye bir ÅŸey yapmadığı halde onu ve elindekileri almak isteyen düşmanları vardı. Bu çok saçmaydı neden herkes elindekiyle yetinmeyi bilmiyordu? Ama anladım ki asıl mesele babamın sahip olduÄŸu ün veya mevkisi deÄŸildi. Babamın sahip olduÄŸu en deÄŸerli ÅŸeydi.Â
Annemdi..
Önceleri çok anlamasamda bu konunun üzerine düşecektim . Annemle baÄŸlantısı ne olabilirdi. Aklıma gelen saçma düşünceleri düşünmek dahi istemiyordum. Çünkü benim annem böyle biri deÄŸildi . Benim annem babama aşıktı. Beni çok severdi. Bize bunu yapma ihtimalini düşünmek bile beni incitiyordu.Â
Yavaşça oturduğum yerden kalktım. Üzerim sırılsıklam olmuştu ama umrumda değildi. Dünden beri evimiz çok kalabalıktı ve nefes almak için evden uzaklaşmıştım. Babam kimin öldürdüğü belli olmayan bir kurşunla öldürülmüştü. Dün onu son kez uğurladım , ona son kez sarıldım. Dünden beri ne yemek yemiştim ne de uyumuştum . Ama toparlanmam gerekti. Babama bunu yapanın cezasını kendi ellerimle kesecektim. Babamın kanını yerde bırakmayacaktım. Yumruklarımı sıktığımı farkettim . Ellerimi serbest bırakıp ıslanan yüzümü sildim. Eve doğru adım atmaya başladım .
Evin önüne geldiÄŸimde duraksadım. Arabalar girip çıkıyor , bir sürü siyah takım elbiseli adamlar kendi aralarında konuÅŸuyordu. Babamın daha öncesinde bizim için tuttuÄŸu adamlar da vardı. Ben büyük kapıdan girerken gözler bana döndü. Herkes mahcup ÅŸekilde bana bakarken ben dimdik yürümeye çalışıyordum. DiÅŸlerimi aÄŸlamamak için fazla sıktığımı anladım. Her adım attığımda gözlerim daha çok doluyordu. Bu kocaman olan evde onunla çok anım vardı. ÇoÄŸu kiÅŸinin başın saÄŸolsun cümlelerini duyarken sesler uÄŸultulu gelmeye baÅŸladı. Bana doÄŸru gelen bir karaltı gördüm. Yüzünü net göremiyordum . Bana yaklaÅŸtıkça adımlarının hızlandığını gördüm. KoÅŸarak bana sarıldı.Â
"Ah, güzelim neredeydin sen" dedi tok bir sesle . Bu kuzenim Burak'tı.Â
"Seni ne kadar aradığımı biliyor musun ? Korumaları da göndermişsin yanından . Ah lanet olsun çok korktum " diyerek