Kitaplar Özellikler İletişim İndir
KARABEY (BERDEL)
Genel

KARABEY (BERDEL)

4Beğeni
156Okunma
77 Bölüm
82,230Kelime
6 saat 51 dkSüre
19.09.2025Tarih
Nikah günü terk edilen KARAN KARABEY
Bedel ödemek zorunda bırakılan MAHİ…

Yalanlarla çevrilmiş hayatlar…
Bir bedel, bir haykırış, bir var olma çabası…

EVLİLİK KARARI

Hepinize İyi okumalar diliyorum 🌷


Mahi, son hastasının da tedavisini tamamladıktan sonra gülümseyerek elindeki reçeteyi uzattı.

"Bu kağıtla ilaçlarınızı alabilirsiniz," dedi.

Yaşlı kadın mahcup bir tebessümle başını salladı.

"Allah razı olsun kızım, her zaman yardımcı oluyorsun."

Mahi de aynı sıcaklıkla karşılık verdi.

"Rica ederim teyze, sadece görevimi yapıyorum."

Hastanedeki işlerini tamamladıktan sonra beyaz önlüğünü çıkardı, hafif bir yorgunlukla çıkış kapısına yöneldi. Güneşin batmak üzere olduğu gökyüzüne kısa bir bakış attıktan sonra, otoparktaki arabasına bindi. Derin bir nefes aldı.

Bugün de bitti nihayet...

Mahi bir doktordu. İstanbul’da yaşıyordu ama aslen Mardinliydi. Fakat Mardin’e dair içinde buruk bir his vardı. Orayı ne severdi, ne de gitmek isterdi. Onun tek bir hayali vardı: doktor olmak. Şimdi ise bu hayalini gerçekleştirmiş, çocukken televizyonlarda görüp hayran kaldığı o büyük şehirde, İstanbul’da yaşıyordu.

Kontak anahtarını çevirip motoru çalıştırmadan önce, telefonunu eline aldı. Annesi Esma Hanım’ı aramak istiyordu. Arama çaldı, birkaç saniye sonra telefonun diğer ucundan tanıdık, neşeli bir ses yükseldi:

"Kuzum, çıktın mı hastaneden? Eve mi gidiyorsun?"

Mahi gülümsedi.

"Evet anneciğim. Sadece bir halini hatırını sormak istedim."

"Teşekkür ederim kuzum, Allah senden razı olsun," dedi Esma Hanım, duygulu bir tonda.

Mahi bir an duraksadı.

"Abimler nasıl? Yengemler iyi mi?"

Devran ve Azad adında iki abisi vardı. Devran’ın eşi Berfin, Azad’ın eşi ise Zeynep’ti.

"İyiler kızım, bildiğin gibi…" dedi Esma Hanım. Ardından sesindeki hafif kırılmayla devam etti:

"Yengen ve Devran abinin tedavisi yine olumsuz sonuçlandı."

Mahi, iç çekerek başını cama yasladı. Devran ve Berfin yedi yıl önce evlenmişti. Yıllardır bebek sahibi olamıyorlardı. Defalarca tedavi olmuşlardı. Mahi'nin güvendiği, tanıdığı doktorlara da gitmişlerdi. Hatta yurt dışına kadar uzanmışlardı umutlarının peşinden… Ama her defasında sonu hüsran olmuştu……

Azad ve Zeynep’in ise Müjde adında iki yaşında, tombul yanaklı, şeker gibi bir kızları vardı. Müjde, Ahlâz Konağı’nın neşesi, gözbebeğiydi. Attığı her kahkaha konağın koridorlarında yankılanır, evin duvarlarına canlılık kazandırırdı.

Mahi, annesiyle konuşurken birden telefonun diğer ucundan tanıdık bir ses duyuldu. Derinden gelen, yılların ağırlığını taşıyan, tok bir sesti bu… Babası Agah Ahlâz’ın sesi.

Az sonra Agah Bey, telefonu Esma Hanım’ın elinden alarak konuşmaya başladı:

"Mahim… Güzel kızım, nasılsın? Var mı bir sıkıntı?"

Mahi gülümsedi, o güçlü ses bile içinde bir parça huzur bırakmıştı.

"İyiyim babam, çok şükür… Bir sıkıntım da yok."

Babasıyla bir süre daha konuştu. Konuşmanın içinde sessiz bir sevgi vardı; kelimelere dökülmese de hissedilen, varlığı yadsınamaz bir bağ. Sonra Agah Bey telefonu tekrar Esma Hanım’a uzattı.

O an Mahi, boğazındaki düğümü bastırmak istercesine derin bir nefes verdi.

"O nasıl?" diye sordu yavaşça.

"O" dediği, kalbinin en karmaşık köşesine sakladığı kişiydi: ikizi Mahru.

İçini sızlatan, yüzünü göremediği ama gölgesini hiç silemediği bir isimdi bu.

Mahi ve Mahru… Aynı anda doğmuş iki kız kardeş.

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play