Kitaplar Özellikler İletişim İndir
KARANLIĞIN İÇİNDEKİ UMUT
Genel

KARANLIĞIN İÇİNDEKİ UMUT

0Beğeni
2Okunma
1 Bölüm
524Kelime
3 dkSüre
26.09.2025Tarih
"Sonunu bilmediğim bir yola adım atmıştım. Bu yolun sonunda ya hayatta kalan olacaktım ya da hayata veda eden. Kim bilir belki de karanlığın içinde bir umut vardır..."

1. BÖLÜM

1. Bölüm
"Hayatım  bir gece de alt üst olmuştu. Sadece bir gece de..."




Eylül Berfin Kaya 




'İnsan kaç defa yenilgiye uğrardı? Bir... İki... Üç... Belki de daha fazlası. Ama yine de akıllanmazdı, değil mi? Kaç defa yenilmesine rağmen, kaç defa düşmesine rağmen, ayağa kalkar ve koşmaya devam ederdi, değil mi? Evet. Çünkü pes etmezdi. Çabalardı. Düşse de ayağa tekrar kalkar ve koşmaya yine devam ederdi. Ama ben... Ben düştüğüm zaman tekrar kalkamazdım ayağa. Tekrar koşamazdım. Çabalayamazdım. Çünkü bana fırsat vermeden direkt silerlerdi. İkinci bir şans, ikinci bir seçenek vermezlerdi. Tıpkı anneme yaptıkları gibi... Tıpkı annemi zorla bir evliliğe maruz bıraktıkları gibi... Ama ben kararlıydım. Bundan sonra kimsenin beni düşürmesine izin vermeyecektim. Hiç kimsenin..."




Defterimin kapağını yavaşça kapattım. Yazdığım hikayenin birinci kitabı çok şükür bitmişti. Biraz ara verdikten sonra ikinci kitaba başlamayı düşünüyordum. Ama bu düşüncelerim annemin odaya girmesiyle son buldu. 


"Kızım."


Annem tebessüm ederek içeri geldi.


"Anne."


Bende tebessüm ettim. Annem yavaş adımlarla yanıma geldi. Yatağımın ucuna oturdu. Ben hariç her yere bakıyordu. Sonra elleriyle oynamaya başladı. Annem ne zaman kötü bir şey olsa elleriyle oynardı.Yüzümdeki tebessüm yavaşça silinerek, yerini endişeye bıraktı. 
"Anne, ne oldu?"
Hemen yatağın diğer kenarına ben oturdum.
"İyi misin?"
Annem bir süre daha elleriyle oynadı. Daha sonra da yavaşça konuşmaya başladı. 
"Baban seninle görüşmek istiyor."
Bunun kötü bir şey olacağını sanmıyorum.
Güldüm.
"Ee, anne bu kötü bir şey değil ki."
Annem başını salladı. 
"Bu sandığın gibi bir şey değil, kızım."
Ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerledi. Odadan çıkmadan önce, "Beni takip et."dedi ve odadan çıktı. 
Bende hemen annemi takip ederek salona indim. Ama hiç beklemediğim kişilerle karşılaştım.  Etrafta bir sürü siyah takım elbiseli adamlar vardı. 
"Buraya gel, Eylül."
Duyduğum sesle başımı salona çevirdim. Orta yaşlı, kumral saçlı, mavi gözlü bir adam bana bakıyordu. En baş koltuğa oturmuştu. Babama baktım. Başını gidebilirsin der gibi eğince yavaş adımlarla o adama doğru ilerledim. Tam karşısında durdum. Yan koltuğu işaret ederek "Otur."dedi. 
Yavaşça oturdum. Herkese tek tek baktım. 
"Neden çağırdınız beni?"diye sordum soğuk bir sesle.
Yanımdaki adam bana doğru döndü ve konuşmaya başladı. 
"Babanla bir anlaşma yaptık, Eylül."
Bakışlarım babama döndü. Bakışlarımız kesişince başını eğdi. 
"Ne anlaşması?"diyerek o adama döndüm.
Adam göz ucuyla babama baktı.
"Biliyorsun ki şirketiniz batmanın eşiğinde. Bunu engellemek için babanla  bir karara vardık."
İkimizde babama baktık. 
"Baban bunu kabul etti ama senin fikrini de duymak istedi."
Ne der gibi başımı hafifçe sağa eğdim. 
Adam yerinde dikleşti ve gözlerimin içine baktı. 
"Bu sorunu çözmek için tek çare, oğlum ile evlenmekten geçiyor."
Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. 
Yutkunamadım. Konuşamadım. Ne diyeceğimi bilemedim. 
Ne demek evlenmekten geçiyor?
Bir hışımla ayağa kalktım ve bağırmaya başladım. 
"Siz ne dediğinizin farkında mısınız? Ben daha reşit bile değilim! En evlenmesinden bahsediyorsunuz?!"
Babama döndüm. Yalvaran gözlerle ona baktım. 
"Bir şey de baba."
Babam başını eğdi. 
Hayır... Hayır olamaz...
"Baba..."dedim kısık bir

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play