YAZARDAN
İstanbul'da soğuk , bir hava hakimdi. Kış ayının ortalarıydı. Ve o büyüleyici şehir karlarla kaplıydı. Okullar yoğun kar nedeniyle tatil olmuştu. Sokaklardan, çocukların kahkaha sesleri yükseliyordu.
Rüya ise uzun süredir şehir dışında gastronomi okuyordu. Seviyordu yemek yapmayı.
Bugün ise ait olduğu yere gelmişti. Aşık olduğu şehre geri dönmüştü. Ailesinin haberi yoktu onlara süpriz yapıcaktı...
Kulaklığında ise sezen aksu seni yerler şarkısı çalıyordu.
" Sen bizim mahalleye geldiğin geleli canım bizden ne akıl kaldı ne fikir. "
Kahvesinden yudum alırken birtane çocuk yere buz kabuğu atmıştı rüyanın yanında ise hışımla iki erkek yürüyordu ve onlardan biri gür sesiyle sinirle konuşuyordu.
"Bir daha istemiyorum bu ne hadsizlik . " Derken rüya o buz kabuğunu, görmedi ve yere düştü elindeki kahve ise adamın üstüne dökülmüştü.
Adam arkasına dönerken sinirle homurdanıyordu.
"Ulan bir kahve içmeyi beceremiyorsan niye alıyorsun. Mahv oldu takım elbisem. " Derken yerde iki büklüm içinde acı içinde kıvranan rüyayı görünce yanına gitti. Yerdeki buz kabuğuna baktı yanda ise muzu atan çocuklar kahkahayla gülüyordu.
Çocuğun babasıda aynı şekilde gülüyordu. Arslan ise bağırarak konuşmaya başladı:
"Bana bak lan puşt, hadi o çocuk sendemi çocuksun? Dua et kadın iyi olsun çocuğunun yaptığını senden çıkarırım. Birde gülüyor pezevenk. "
Ardından rüyaya baktı gözlerinin içine dona kaldı. Kalbi hızlı atmaya başladı. Daha önce o kadar hızlı atmıyordu.
Ne olduğunu anlamadı kafasını iki yana sallamaya başladı. Ama sanki biri kalbinin ta ortasına sıkmıştı.
Boğazını temizledi o yaşadığı, hissettiği adını bilmediği duygulardan kurtulmaya başladı.
Ama birden rüyayı karşısında ayakta görünce şaşırdı.
"Hanımefendi iyimisiniz? " Diye sordu
" İyiyim beyfendi teşekkürler fakat ceketiniz mahv oldu. "
"Önemli değil hanımefendi ama belki kırık olabilir, sıcaklığından hissetmiyor olabilirsiniz. "
Rüya onu önemsemeden yürüdü çocuğun babasını tam önünde durdu.
Arslan ise rüyaya bakıyordu, Rüya sesinin sakın çıkmasını sağlamaya çalışsada başaralı olamamıştı.
"Beyfendi çocuğunuza nerde nasıl davranılması gerektiğini öğretin, burası bir oyun alanı değil bende oyuncağı değilim burdaki hiç kimse ben değilde başkası ciddi bir zarar alıcaktı. "
"Amma abartın bayan, çocuk işte görmezlikten gel. "
Rüya ise derin bir nefes alıp konuşmaya başladı:
"Ulan birincisi bayan değil kadındır. Kadın diyemiyorsun hanımefendi de . İkincisi ben veya hiç kimse senin çocuğuna katlanmak zorunda değil. Üçüncüsüde oğluna kızcağına birde gülüyordun senin babalığını seveyim ben."
Arslanın yüzünde farketmediği bir gülümseme vardı.
Ortamda gergin bir hava var havalimanındaki herkes etraflarında çember yapıp olanları telefonlarından videoya çekiyordu.
"Keyfim öyle istedi. Siz kadınlar, biz erkekler ne istersek onu yapıcaksınız, anladınmı siz bizim kölemizsiniz. "
Arslanın kaşları çatıldı yürüycekken rüya güldü.
"Köleniz öylemi, sen çok fazla +18 içerik izliyorsun galiba, aa tamam kabul babacıkta diyeyimmi. " Sana adam pis bir ifadeyle rüyayı süzerken.
Rüya birden adama kafa attı.