Kitaplar Özellikler İletişim İndir
KAYIP KIZ
Korku/Gerilim

KAYIP KIZ

4Beğeni
17Okunma
3 Bölüm
3,242Kelime
16 dkSüre
11.09.2025Tarih
Geçmişte kaldığını düşündüğümüz en masum yalanlar bile er ya da geç gün yüzüne çıkmayı bekler. Geçmişin kapılarını aralamışlar için artık geri dönüş yoktur. Eskisi gibi olamaz, hiçbir şey olamamış gibi davranamazlar..

KAÇIŞ

BÖLÜM:1

Fizik yasalarına göre bir cismi hareket ettirmek için uygulanan kuvvetin yönü, cismi hareket ettiren yönün tersidir. Benim yaptığımda aslında tam olarak buydu. Gideceğimi tahmin ettiği yöne doğru koşmak. Koşarken rüzgar adeta yüzümü yalayıp geçiyordu. Dağılmış saçlarım da çam ağacı parçaları vardı. Burnuma ekşi bir koku geliyor sebebini anlayamıyordum. Koştukça nefesim daralıyor, soluğum havaya çarpıp tekrar ciğerlerime doluyordu. Gözüm bir ara ayaklarıma takıldı. Ayakkabı giymiş olduğumdan emindim ama şu an sadece pembe çorabımı görüyordum. Ah ne hevesle almıştım o ayakkabıları. Küçük bir kız edasıyla tüm renkleri incelemiş ve onları seçmiştim. O yaz aşırı sıcaktı, neden bu ayakkabıları giymekte ısrar ettim hiç hatırlamıyorum. Gerçi şu an hafızamı ne kadar zorlarsam zorlayayım burada neden olduğumu bile bilmiyordum. 



Sanırım insan korku anında iç güdüsel olarak kaçmaya başlar. Peşinden gelene dahi bakamadan oradan uzaklaşmak ister. Zihin hızlıca güvenli bir yer arar. Benim ihtiyacım olan da buydu işte. Korku ve telaşla koşmaya devam ettim bir süre. Arkamdaydı. Biliyordum. Az daha yaklaşsa nefesini ensemde hissedebilirdim. İçimdeki çığlık atma isteğini hemen bastırdım. Aklımda o kadar çok soru vardı ki zihnim adeta yeni sorularla bir öncekileri eritip yutuyordu. Bu karmaşamı anlamış olacak ki bana daha da sokuldu. Boşuna çabalıyordum, ellerinin bana ulaşması an meselesiydi artık. Bir an için beynimi meşgul eden ne varsa hepsini durdum nefesimi düzenledim, hala yapabilirdim. O bir avcı olabilirdi ama benim av olamaya hiç niyetim yoktu. 



Nemden yapış yapış olmuş saçlarımı ellerimle itip görüş açımı genişlettim. Evet avcı ben artık hazırdım. Gücümün son damlasına kadar koşup arkamdan gelmesine izin verdim. Gideceğim yönü iyi bildiği için bir rahatlık gelmişti avcıya. Artık daha da yavaştı.’ Beni böylesine koşturmanın tadını çıkarıyor olmalı’ diye düşündüm başta. Çok geçmeden durumu anlıyordum. Gecenin karanlığı yerini aydınlığa bıraktıkça gözlerim her şeyi daha net seçmeye ve nesneleri anlamlandırmaya başlamıştı. Avcı hatırlayamadığım bir biçimde yaralanmış kan kaybediyordu. Koşarken bir yandan kırmızıya bulanmış gömleğine eski bir bez parçasıyla bastırıyordu. Ne zaman olmuştu bunlar? Avcı da av olmuştu belli ki.



Neden peşimdeydi, yakalarsa ne olacaktı? ‘Ah bir sorma şansım olsa.’ diye geçirdim içimden. İç güdüsel başladığım bu kovalamaca beni neyden korumak içindi?


Sonu gelmeyen sorular, sonu gelmeyen cevaplara çıkar, yeni kapılar aralardı. İşte önümde aynen böyle bir kapı duruyordu. Kaçtıkça uzaklaştığım ama ölesiye merak ettiğim. Bu kapı ne zaman açılır bilmiyordum, emin olduğum tek şey anahtarının peşimde olduğuydu. Sahi ne yapıyordu avcım? Yorulmamış mıydı? Merakıma yenik düşüp göz ucuyla baktım. Yavaşlamış ama yarışı bırakmamıştı. 



Bu durum bana bolca zaman kazandırır düşünürken yüzüme düşen bir damlayla irkildim. Yağmur yağmaya başlamıştı. Zaten bu

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play