Köklü bir ailenin zengin ve sorumsuz oğulları ile babası tarafından zorla evlendirilmeye çalışılan Feray; ne kadar ısrar etse de onun emrine karşı gelememiş, bilakis yediği ağır laflarla biricik şerefi ayaklar altına alınmıştı. Babasının elde edeceği dünyevî çıkar ve menfaatleri uğruna sebepsiz yere kendini feda etmesi gerekecekti. Kulağa çok acımasız ve bencilce geliyordu öyle değil mi?
Yaşanmışlıkların getirdiği ezilmişlik travması ile başa çıkamamışken bir de bunun en büyük sorumlusu olan adamla evlenme düşüncesi kahrediyordu benliğini.
1. Bölüm
Herkesin dört gözle beklediği o gün nihâyet geldiğinde diğerlerinin aksine bu durumdan kurtulmak için dualar ediyordu. Sevmediği ve istemediği biriyle ömür boyunca aynı yastığı paylaşmak, gözlerini her açtığında kalbinin bir türlü ısınamadığı o insanı görmek katlanılmaz geliyordu kendisine. Ne yapıp edip bir yolunu bulmalı ve yaşamının son nefesine kadar tadacağı bu esaretin prangalarından sıyrılmalıydı. Fakat çok zor, hatta imkânsızdı.
Köklü bir ailenin zengin ve sorumsuz oğulları ile babası tarafından zorla evlendirilmeye çalışılan Feray; ne kadar ısrar etse de onun emrine karşı gelememiş, bilakis yediği ağır laflarla biricik şerefi ayaklar altına alınmıştı. Babasının elde edeceği dünyevî çıkar ve menfaatleri uğruna sebepsiz yere kendini feda etmesi gerekecekti. Kulağa çok acımasız ve bencilce geliyordu öyle değil mi? Umutsuzca annesinin ayaklarına kapanıp yalvaran Feray' a, nasıl olur da böyle bir talih kuşuna ağladığı soruldu:
"Her genç kızın hayali için sen kalkmış gözyaşı döküyorsun kızım, olacak iş mi Allah aşkına? Şu an memleketin bütün kızları senin yerinde olmak için yalvarıyorlardır. Utanmadan kalkmış zırıl zırıl ağlıyorsun karşımda!"
"Ama anne sen onun nasıl karaktersiz biri olduğunu bildiğin halde beni nasıl bu ateşin içine atarsın? Hiç mi gül gibi kızını düşünmezsin? Her şey sen ve babam için paradan ibaretse demek beni hiç gerçekten sevmemişsiniz."
"Saçmalama kız! Allah' ım sen hem bana hem bu akılsız kıza akıl ver, amin! Yoksa çıldıracağım karşısında. Açta gözünü bak oğlanın yakışıklılığına. Hadi tipi boşver; düşünsene evlendiğin gibi hiç kira yüzü görmeden lüks bir evin olacak, araban olacak, istediğin elbiseleri ve makyaj malzemelerini ay başını beklemeden alacaksın, geçim derdi yok... Hem de böyle bir zamanda."
Kabaran iştahlı anlatışının ardından durdu ve derin bir 'ah' çekti.
"Bir de bizim herife bak! Beş para etmezin tekiydi ama ailem yine de verdi beni ona. Hiç benim neler çektiğimi düşünmediler kızım. Gencecik bir fidandım otuz yılda soldum gitti. Şimdi bu saatten sonra kime kızıp sitem edeyim ha sen söyle? Oysa sen bana ve babana her gün uyandığında teşekkür edeceksin. 'İyi ki ailem beni bu evliliğe zorlamışta şimdi ömür boyu keyfime bakıyorum' diyeceksin."
Feray ağlamaktan kesilen nefesiyle ciğerlerine hava doldurmaya çalıştı. Annesinin sığ düşüncesi karşısında ufak çaplı sinir krizi geçirmişti. Kısık sesiyle konuşmaya çalıştı:
"Peki ya babam? O da senin gibi benim iyiliğimi düşündüğü için mi yoksa bir türlü kuramadığı hayalindeki dükkan işi için mi sattı kızını söylesene anne?"
Yediği tokatın acısıyla elini yanağına götürdüğünde, kalbinin kanayan dudağından daha çok acıdığının farkındaydı. Neden kızının gerçek menfaati uğruna bir şey yapmıyordu. Ne biçim anneydi! Çaresizlikle yutkunduğunda annesinin gözlerinde yer etmiş o tutkulu hırsı gördü.
"Yazık senin kafana, böyle düşüneceksen yazıklar