...
1
Rusya Moskova, 2020 Ceyhun Pars Havas
🎶 ( Mor ve Ötesi - Bir Derdim Var ) 🎶
Yüz yirmi üç ... Yüz yirmi dört ... Yüz yirmi beş ... Yüz yirmi altı ... Bedenimi yukarı çektikçe saydım. Tavanı boydan boya kat eden barlar,antrenmanım için yeterli alanı sağlıyordu. Yanan kol kaslarıma aldırmadan programıma devam ettim. Yüz elli barfiks, iki yüz mekik, iki yüz elli şınav ... Burada günlerim böyle geçiyordu. Turuncu tulumlu aşağılık suçlularla dolu bir yerdi burası.
Etrafımdaki boğuk,derin sesleri duymazdan gelebilseydim,dört metrekarelik taştan ve çelikten yeni hücremde huzur bulabilirdim. Bir hışımla ayağa kalkıp demirler ve prangalardan oluşan koğuşumun dibine tünedim. Yumruğum demire indi.
" O aşağılık sesinizi kesiyor musunuz yoksa diliniz ağızlarınızda fazlalık mı olmaya başladı ?! " diye gürledim.
Siktiğimin puşt herifleri,bir an sessizliğe gömüldüler. Yüz yirmi yedi gündür eyaletin dört bir yanındaki farklı hapishanelerde bir hücreden diğerine sürüklenip durdum. Ama bunların hiçbiri önemli değildi. Akışa kapılıp bitkin düşene dek her bir kasımı çalıştırmak,elimde avucumda kalan akıl sağlığımın son damlasını korumak için tek yoldu. Gardiyanlardan biri,eliyle hücremin kapısına vurdu.
" Adam gibi dur Havas ! "
Prangalar ve çelikler olmasa böyle cesurca davranamazdı. Bunu biliyordum. O da biliyordu. Yan döndüm ve ona uzun uzun baktım. O da bana bakarken eli cobuna uzandı.
" Bana ne yapacağımı söylemeyi bıraktığını sanıyordum. "
" O kabadayı bakışların bana sökmez, boksör bozuntusu. "
" Baksana. Sen yeni misin ? "
" Evet. "
" Bir saat sonra dışarı çıkacağım. Kendine saklanacak sağlam bir köşe bulacak mısın?"
" Kes sesini, Havas. "
Bir an durup,endişeyle donuklaşmış gözlerle bana baktı. Sonra da geriye doğru bir adım atıp arkasına bakmadan koridorda hızlı adımlarla kayboldu. Yan hücredeki mahkum,ellerini parmaklıkların ardından geçirip kıs kıs güldü. İri yarı,kel,siyahi bir adamdı. Karısını öldüren bir herifi katlettiği için koğuştaydı.
" Nasılsın Pars ? "
" Harika. "
" Geçen gün yemekhanede Kaşık'la beraberdim. "
Kaşık. Yemekhanede oturup plastik kaşıkları kırarak güç gösterisi yapan Meksika'lı andaval'ın tekiydi. Bedenimi bir kez daha yukarı çekerken sabırlı bir sesle mırıldandım.
" Evet ? "
" Kafayı seninle bozmuş. Türkleri sevmiyor herhalde. Dikkatli olmasını ilettim. "
Dikkatli ol dememişti,dikkatli olmasını ilettim demişti. Kendi kendime güldüm. Beş dakika geçmeden bir Gardiyan daha geldi.
" Ceyhun Pars Havas ; Avukatın seninle konuşmak istiyor. "
İç çekip yatak dedikleri köpek minderinden turuncu gömleğimi almadan önce esnedim. Kapının boşluğundan ellerimi uzatınca,puşt herif kelepçeleri gereksiz bir sertlikle bileklerime geçirdi.
" Seni bu ellerle sikmemek için hiçbir nedenim kalmadı. "
" Tabii. Sabırsızlıkla bekliyorum Pars. "
Bir adım geri çekilip çıkmam için kapıyı açmasını bekledim. Bana eşlik eden üç ağır sıklet kel vardı. İçlerinden en yaşlısı,göğsü penguen gibi şişip inerken
