Gaziantep'in soğuk kış günlerinde başlayan masalsı fakat Gülşah'ın çektiği acılarla dolu hikayesini içeriyor.. Gülşah ve Murat'ın Antep' teki aşkını birbirine olan sevdalarını anlatacak bir kitap.
"Zor sevda bizimkisi Gülşah'ım.. Her yürek taşıyamaz.."
"Kavuşalım artık Murat'ım öyleyse.. Bitsin bu hasret.. "
"Bitecek.. Gülşah'ım kavuşacağız, söz veriyorum.."
Murat böyle konuşuyordu ama soğuk rüzgarlar esecek henüz bilmeselerde soğuk onları bir girdap gibi içine çekecek acılarla dolu hikayeleri yazılacaktı..
Giriş..
Gaziantep'in ilkbaharda başlayıp kışa uzanan masalsı fakat Gülşah'ın çektiği acılarla dolu hikayesini içeriyor.. Gülşah ve Murat'ın Antep'te başlayıp İstanbul'a uzanacak birbirine olan sevdalarını anlatacak bir kitap.
"Zor sevda bizimkisi Gülşah'ım.. Her yürek taşıyamaz.."
"Kavuşalım artık Murat'ım öyleyse.. Bitsin bu hasret.. "
"Bitecek.. Gülşah'ım kavuşacağız, söz veriyorum.."
Murat böyle konuşuyordu ama soğuk rüzgarlar esecek, henüz bilmeselerde soğuk onları bir girdap gibi içine çekecek acılarla dolu hikayeleri yazılacaktı..
Kitap şarkısı tek şarkı: Sibel Can ~Kış Masalı.. Adını dağlara yazdım.

*** KIŞ MASALI *** Eylül 2025
İçimde kalbimde uçan kıpır kıpır kelebeklerle koşuyordum. Yüzümde gülücükler vardı. Kalbim bir an göğüs kafesimden çıkacaktı sanki.. Onu gördüğümde. İşte oradaydı, karşımda.
Onu, Murat'ı görür görmez yüzümde derin bir gülümseme oluştu. Adımlarım durdu. Sonra aynı anda koşmaya başladık. Yüzünde kocaman gülümsemeyle bana koşuyordu.
Kavuştuktan sonra sıkıca sarıldık. Sanki birbirimizi yıllardır görmemiş gibi.. Öyle hasrettik ki.. Sarılsakta geçmezdi. Sadece onunlayken kalbim böyle hızlı çarpıyordu.. Kalbim sadece onun için çarpıyordu.
Saçlarımı okyaşan elleri o kadar narin okşuyordu ki.. Beni öyle delicesine seviyordu ki.. Kimse onun gibi de sevemezdi.. Sevmesindi.. Sıkıca sardı bedenimi. Bende ona sıkıca sarılmıştım. Bıraksalar bir ömür böyle kalabilirdik.. Rüzgar sert esiyor saçlarımı havalandırıyordu.
Murat rüzgarda uçuşan saçlarımı aşağıya doğru okşuyor rüzgarın saçlarımdan getirdiği kokuyu çekiyordu burnuna. Kalbim bir tek onun yanında güvenliydi. Ben ancak onun güven veren kollarında güvenilir hissediyordum kendimi.
Yıllarca birbirimizi görmesek, birbirimizden kopsak bile ayrılamazdı kalplerimiz. Her buluştuğumuzda kalbim delicesine çarpıyordu onun için. Ben Murat'ı çok seviyordum..
Birbirimizden ayrılınca yüzümü iki ellerinin arasına aldı. Gözlerime baktı. Bende ellerimi boynundan çektim ve kollarına koyarak kollarından tuttum.
"Gülşah'ım.. Sevdam, seni çok seviyorum.. Sevdiğim, hemde herşeyden çok.."
"O zaman kavuşalım artık Murat'ım, bitsin bu hasretimiz."
"Bitecek sevdiğim.. Bitecek, biraz daha dayan, kavuşacağız.. Az kaldı."
"Sen öyle diyorsun ama.. Korkuyorum, ya birşey olursa? Ya kavuşamazsak?"
"Şşttt.. Hayır, olmayacak söz veriyorum."
Murat'ın yanından ayrılınca yolda çabucak eve yürürken önümde siyah bir BMV durdu. İçinden siyah gözlüklerle siyah giyimli bir adam indi. Ve bana yaklaşınca titreyip başımı eğdim ve geriledim. Kimdi bu adam? Ve benden ne istiyordu? Neden durmuştu şimdi? Siyah güneş gözlüklerini çıkardı. "Selam güzellik," Hâla başım yerdeydi ama cesaretim yerindeydi de. "Bana güzellik demeyin," "Neden güzelim, istediğimi derim nasıl olsa yakında karım olacaksın değil mi?"
Ne diyordu bu adam? Başımı kaldırdım.
"Ne diyorsunuz? Kimsiniz, ne karısı?"
"Evet, karım olacaksın doğru duydun,"
"Sizi tanımıyorum, böyle bir şey asla olmayacak."
"Sana bunun için fikrini sormadım, baban seni bana verdi artık ve sende benim olacaksın!"
"Hayır, başkasını seviyorum ben!"
"Bu beni hiç ilgilendirmez, Gülşah Soylu.."
Tanrım beni tanıyordu. Adımı da biliyordu.
"Ben sizinle evlenmeyeceğim, uzak durun benden!"
Tam yanından geçiyordum ki kolumdan kavradı sertçe.
"İster kabul et ister etme, benim olacaksın, babanın bana borcu