Kitaplar Özellikler İletişim İndir
KOD 4:İKİ YÜZLÜ
Gençlik

KOD 4:İKİ YÜZLÜ

1Beğeni
11Okunma
3 Bölüm
2,763Kelime
14 dkSüre
04.10.2025Tarih
1 ŞEHİR...

5 SEMT VE...

O 5 SEMTİ KORUMAK İÇİN GENÇLİKLERİNİ FEDA EDEN TİTANLAR...

GİRİŞ

Edit: @achlysbook 🖤

GİRİŞ ŞARKISI: SAİL-AWOLNATION

⚖️

SELİN IŞIL AKÇAY AĞZINDAN;

15 HAZİRAN 2007

Gözümüze kestirdiğimiz markete bakarken hepimizin aklının içerideki çikolatalarda olduğunu biliyordum. Hepimizin tek isteği tüm yaşıtlarımız gibi çikolata yemekti ama ailelerimiz bu isteğimize şiddetle karşı çıkıyordu. Diş sağlığımızın çikolata yüzünden bozulacağıyla ilgili başlayan konuşmalar, karnımızı avuç içimiz kadar olan çikolatalarla doyurduğumuzun iddialarıyla sonlanıyordu.

Yediğim tüm çikolatalardan sonra aynaya bakıp, dişlerim yerinde mi diye kontrol ediyordum. Annemin tek tek döküleceğini söylediği dişlerim her defasında yerli yerinde duruyordu oysa. Neden çikolatadan uzak durmam gerektiğini asla anlayamıyordum. Tıpkı benim annem gibi, Egemen ve Bade'nin annesi de bu küçük isteğimize karşılardı ama biz o çikolataları yeme konusunda ailelerimizden daha ısrarcıydık.

Bu sebeple, çikolataları ödünç almaktan başka çaremiz kalmıyordu.

Evet, ödünç alıyorduk. Çünkü ailelerimiz bizi markete gönderdiğinde para üstlerini almadan eve dönüyorduk ve böylelikle de aldığımız, daha doğrusu çaldığımız çikolataların parasını ödemiş oluyorduk. Hatta bazen geride bıraktığımız tutarlar, aldıklarımızın kat kat fazlası oluyordu ama hesap yapma konusunda, Egemen kadar iyi olduğumuz söylenemezdi.

Bir süre sonra hesap yapmaya çalışmayı bırakmış, geride bıraktığımız para üstlerini düşünmez olmuştuk.

Yaslandığımız kiremit duvara sırtımızı verdiğimizde Egemen önümüze geçmiş "Bakın şimdi plan şöyle..." diyerek hepimizin yapması gerekenleri tüm detaylarıyla anlatmaya başlamıştı. Benim yapmam gereken şey ise basitti. Çisil ve Meriç market sahibini oyalarken hepimizden hızlı koşan Egemen'le içeri girip arkadaşlarımın istediği çikolatalardan alacaktım. Bade ise dışarıdan etrafı kolaçan edecek, biri geldiği an ıslık çalacaktı.

Herhangi kötü bir durumda esnek vücudum ve usta oyunculuğum sayesinde yakalanmadan işin içinden sıyrılıyordum. Vücudum ince ve bacaklarım biraz uzun olduğu için atlayıp zıplamam, dar yerlerden geçmem kolay oluyordu. Öteki taraftan, yakalansam dahi sahte gözyaşlarım ve masum sözlerimle karşımdakileri etkilemeyi başarabiliyordum. Annemin çocuk yaşımda olmamı önemsemeden beni bale ve tiyatro kurslarına yazdırması da bu yeteneklerimin gelişmesine sebep oluyordu.

Egemen bana başıyla işaret verdikten sonra siyah ceketinin şapkasını kafasına geçirdi. Başımı aşağı yukarı sallayarak işaretini onaylayıp, tıpkı onun gibi ceketimin şapkasını sarı saçlarımın üstüne geçirdim. Egemen'e kıyasla benim üzerimdeki ceket pembeydi ve ikimiz çok zıt duruyorduk ama bu alışılmış bir görüntü olduğundan düşünmek için kafamı yormadım. Yaz ayında ceketle gezen çocuklar olarak gayet uyumlu takım arkadaşlarıydık.

Marketin sağında kalan duvara yaslanıp Meriç ve Çisil'in markete yaklaşmasını bekledik. Üzerimdeki cekete rağmen sırtıma batan taşı elimle itmeye çalışıyordum fakat baskısı hiç azalmıyordu. Eğer işin ucunda çikolata olmasaydı, tam şu an sırtıma batan ve canımı ufak da olsa acıtan taş için tüm mahalleyi inletecek kadar şiddetli bir ağlamanın eşiğinde olacaktım.

Elimle uğraştığım fakat sonuçsuz kaldığım dakikalarda Meriç ve Çisil marketin kapısına yaklaşmak

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play