Kitaplar Özellikler İletişim İndir
Labirent Ve Ben Mi?
Fan Fiction

Labirent Ve Ben Mi?

21Beğeni
18Okunma
19 Bölüm
21,079Kelime
1 saat 45 dkSüre
29.09.2025Tarih
Gözlerimi asansörde açtığımda, uzun süre nerede olduğumu anlayamamıştım. Zihnim bulanık, bedenim yorgundu. Zaman geçtikçe olanları yavaş yavaş kavrıyordum, ama kabullenmek düşündüğümden çok daha zordu. Benim burada ne işim vardı? Buraya nasıl gelmiştim?

________________________



📌 BAŞLANGIÇ: 29.11.2024

ASANSÖR

Merhaba sevgili arkadaşlar bugün karşınızda yeni bir kurgu ile çıkıyorum. Aslında bu kurguyu yazmak gibi bir niyetim yoktu.

Labirent videoları izliyordum ve birden bire istek geldi. İlk başta yazmayacağım desem de sonrasında bir baktım saat geceleyin 1.30 yazmaya başlamışım. Wattpad'de bütün labirent kurgularını okuduğum ve hala hızımı alamadığım için dedim ki neden olmasın. Bastım kitabı.

Umarım beğenir, oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmezsiniz :)


BAŞLAMA TARİHİNİZ:

Büyük bir sarsıntıyla uyandığımda hâlâ kendime gelebilmiş sayılmazdım. Zihnim berraklaştığında, bir an için nerede olduğumu anlayamadım. Korkuyla yerimden hızla kalktım. Hareket eden, daha doğrusu yukarı doğru çıktığını tahmin ettiğim demir bir kutunun içindeydim. Büyük ihtimalle bir asansördü.

Etrafıma bakındım. Karanlıktı ve arada geçtiğimiz yerlerden yansıyan mavi- kırmızı ışıklardan seçebildiğim kadarıyla kutu yani asansör orta büyüklükteydi; bizim evin tuvaletinden biraz daha genişti işte.

Kenarlarda üst üste yığılmış koliler vardı. Sağ tarafımda ise kafes benzeri bir şey dikkatimi çekti. İçeriden, hayvan hırlamasına benzeyen bir ses duyunca merakla oraya yaklaştım.

Kafesin önüne geçip ellerimi parmaklıklara sardığımda içeriden gelen gür havlamamıdır, anırmamıdır -başka bir şey de olabilir tabi- ne olduğunu seçemediğim sesle yerimden sıçradım ve hızla geri çekildim. Ödüm boguma karışmıştı. Etrafta böyle korku-gerilim filminden fırlama gibi olunca bu ses iyice tuz biber olmuş yetmemiş yaşadığım dehşete bir tutam da kimyon eklenmişti.

Asansör hâlâ gürültüyle yükselirken aniden çıkan tiz bir ses kulaklarımı sağır etti. Ellerimi refleksle kulaklarıma bastırdım. Çıkan ses nedeniyle kulaklarım çınlamış, başıma keskin bir ağrı saplanmıştı.

Biran gelen farkındalıkla gözlerim kocaman açıldı ve kulaklarımda hissettiğim ellerimin baskısı yok oldu.

Sahi benim burada ne işim vardı? En son okuldan çıkmış eve gidiyordum?

Acaba kaçırılmış mıydım? Kaçırılmış olsam bile başka bir yer yokmuş gibi beni asansöre mi koyarlardı? Bu düşüncemi hemen bir kenara ittim. Kim beni niye kaçırsındı ki? Kim başına benim gibi bir bela almak isterdi. -Beyni olan almazdı tabi ki.-

Eğer kaçırılmadıysam benim burada ne işim vardı? Yoksa arkadaşım Arzu kafama sert vurduğundan beyin sarsıntısı geçiriyordum da hayal mi görüyordum? Arkadaşım arada özürlü gibi hareketler yapıp deli gibi davransa da eli o kadar da ağır değildi. Beyin sarsıntısı geçirmiş olamazdım.

O zaman kesin şizofren olmuştum. Kardeşim son zamanlarda 'şizofren' diyerek dalga geçiyordu. Tabi sürekli şizofren derse olacağı buydu. En sonunda şizofrenlik baş göstermişti. Sonuçta kendini gerçekleştiren kehanet diye bir şey vardı. Bir şeyi kırk defa söylersen en sonunda gerçek olurdu. Tecrübeliydim bu konuda.

Ama yok ya bu da olamazdı. Güçlü bir zihnim vardır. Açıkçası şizofren olmam ederdim de neyse.