“Karşı Komşu”
Genç kadın büyük kupasına kahve koyarak kış balkonu olarak dekore ettirdiği terasına çıktı. Her tarafı camlarla kaplı balkonda renkli yastıklarla kaplı geniş koltuklar, duvara monte edilmiş televizyon, kitaplarla dolu raf, yuvarlak masa, iki sandalye ve dinlenmeyi en çok sevdiği şey sallanan koltuk vardı.
Etrafa göz gerdirerek iç geçiren kadın koltuğa oturdu. Kalbindeki karşılıksız aşkı saymazsa yine yalnızdı.
Camdan büyülü masal kitabından fırlamış gibi görünen karlı Eskişehir`i izlemeye başladı. Akşam üzeri işten eve gelirken başlayan kar iyice bastırmış her tarafı beyaz örtüsünün altına saklamıştı. Şehir adeta kartpostaldan fırlamış gibi güzeldi. Özellikle kış balkonundan rahatlıkla görebildiği Porsuk Çayı.
Kafası dolu olmasa fotoğraf makinasını alır camları açar birkaç fotoğraf çekerdi. Şimdi ise en sevdiği şeyi yapamayacak kadar karışıktı.
“Alıştım diyorsun da insan kalp ağrısına alışır mı?” dedi kendi kendine. O an içinden `Alışır` diye acı bir ses yükseldi. Karşılıksız aşkına alışmıştı. Geceleri dilini yakan, söyleyemediği sözler yüzünden yastığı yüzüne kapatarak ağlamaya alışmıştı. Her seferinde bu sefer tamam bir daha o adam için ağlamayacağım diye verdiği sayısız sözlere alışmıştı. Verdiği sözü tutmayacağını biliyordu. Karşı komşusunu, dünyanın en ketum, en ciddi adamını gördüğü an verdiği sözleri unutan kadın aşık kalbine hayret ediyordu.
Kahvesini yudumlarken aklına aşık olduğu adamla ilk karşılaşmaları geldi. Evi ilk görmeye geldiğinde, almaya karar verdiğinde hatta taşındığında bile onu görmemişti. Adama kalbini kaptırdıktan sonra diğer komşusu ve arkadaşı Sadık`tan onun o sıralar Azerbaycan`a karmaşık bir cinayet işini çözmeye gittiğini öğrenmişti.
Dört sene önce. Ağustos.
Kitabının kapağı için poz verecek olan son zamanlar oynadığı gençlik dizisi ile popüler oyuncu Leman Duru ile buluşmasına geç kalan Leyla restoranın otoparkında hızla yürürken aklına rujunu sürmediği geldi. Oflayarak durdu ve geride bıraktığı arabasına baktı. Şimdi ona doğru giderse zaman kaybedecekti ve kapak modeli olacak oyuncu onu laubali biri sanacaktı. Ya da o çok heyecanlıydı.
Derken etrafında ayna niyetine kullanabileceği bir araç aradı. İki adım önünde siyahAston Martin`i fark edince gülümseyerek arabaya doğru yürüdü. Arabanın yanına varınca ona dokunmadan edemedi. Kendine o zevki yaşamaya izin vererek arabayı okşadı. Neticede her gün bir Aston Martin camına bakarak ruj sürmüyordu. Arabayı sevmeyi bırakarak ön kapısının siyah film kaplı camına doğru eğildi. Çantasından çıkardığı şeftali renk tatlı rujunu sürdü. Ruju sürdükten sonrakendini inceleyen kadın dolgun ve biçimli dudaklarını bir birine bastırdı. Beğeniyleaksine bakarken arabanın camı yavaş yavaş hareket ederek aşağı indi. Arabanın içinde kendisine bakan araba sahibinin tek kaşı havadaydı. Dili sussa da bakışları `İşin bitti mi?` diye soruyordu. Leyla kızaran yanaklarını saklayamadan adama baktı ve “Özür dilerim ben araba boş zannetmiştim”