Kitaplar Özellikler İletişim İndir
Mandalina
Aşk/Romantizm

Mandalina

7Beğeni
13Okunma
18 Bölüm
37,269Kelime
3 saat 6 dkSüre
16.09.2025Tarih
Tesadüf diye bir şey yoktur. Hiçbir Mandalina yürüyerek kapı koluna asılmaz. Aşk, gerçektir ve kalp yalnızca bir kişiyi sever.


-

13/01/2024

1. Mandalina


Multi: Fabrizo Paterlini, Snow


1. Bölüm: 🍊 Mandalina




🍊🍊🍊


0539***: Kapına bir poşet mandalina astım. Lütfen, onları al ve ye. Bugün çok kötü gözüküyordun. Hasta olmana dayanamıyorum.


Halil: ?


0539***: Burada bile konuşmuyorsun. Bazen dilsiz olduğunu falan düşünüyorum.


Halil: Bile mi? Ayrıca düzgün konuş.


0539***: Şükür, iki kelime alabildik ağzından.


Halil: Kimsin?


0539***: Konumuz bu değil. Konumuz, mandalinalar. Kapının kulpuna astım. Tamamen iyileştirmese de iyileşmene yardımcı olacaktır. Senin için...


Halil: Hala soruma cevap vermedin.


0539***: Konumuzun bu olmadığını söyledim ama...


Halil: Engelliyorum o halde.


0539***: Sen bilirsin. Mandalinaları ye sadece. Başka bir şey istemiyorum senden.


Halil: Teşekkür ederim ama tanımadığım birinin verdiği mandalinaları yiyecek değilim.


0539***: Yokuşa sürmesen eksilirsin zaten. Korkma, zehir katmadım. Alt tarafı mandalina. İyileşmen için, senin için.


Görüldü.


🍊




Ben ona yazmıştım! Ben. Ona. Yazmıştım. Heyecandan küt küt atan kalbime sertçe elimi bastırdım. Tamam kendine gel. Demesi kolaydı. Kolaysa, gel kendine. İki elimi birden alev alan yüzüme koydum. Gerçekten yanıyordu. Kış mevsimine göre fazla yanıyordu. Biraz daha yanarsa evin yakacak ihtiyacını giderecektim neredeyse. Tamam, bu biraz abartı oldu ama napabilirim? Yazmıştım işte. Sonunda cesaret edip, yazmıştım. Neden sonra birden yüzüm düştü. Yazdıkları aklıma gelmişti.


Derin bir nefes alıp telefonumu yatağımın üzerine gelişigüzel fırlattım. Sinirle saçlarımı karıştırdım. Bu çocuk neden böyleydi? Onun iyiliği içindi. Başka bir şey için değil. Sadece onun iyiliği için... Çok hastaydı. Bir haftadır sürekli hapşırıp, öksürüyordu. Öyle ki, bu hafta Salı ve Çarşamba günleri okula bile gelmemişti.


Bileğimdeki siyah tokayla saçlarımı bağlarken aynı zamanda da cama doğru yürüdüm. Karşı apartmanda oturuyordu. Ona bu kadar yakınken bu kadar uzak olmak... İşte bu canımı yakıyordu. Şimdiye kadar kaç defa ona yaklaşma girişiminde bulunduysamda hiç farkına varmadı. Görmedi bile beni. O böyleydi.


Işığı yanıyordu. İnce tülü çekili olduğu için ne yaptığını görebiliyordum. Yine bir şeyler izliyordu. Dur bir dakika! Mandalina? Mandalina yiyor. MANDALİNA YİYOR! Acaba benim aldığım mandalinalar mı? Yok canım, evde vardı belki. Zaten kış ayındaydık. İlla ki evde vardı. Ya yoksa? Yüzümde oluşan kocaman gülümsemeye engel olamayarak ellerimi iki kez sevinçle çırptım.


"Seni çok seviyorum ya..."


Başımı yana yatırıp biraz daha onu izledim. Karşı apartmanda, bulunduğum kattan bir alt katta olduğu için ne yaptığını rahatlıkla görebiliyordum. Bir tane daha mandalina soydu yavaşça. Ye canımın içi, ye, şifa olsun.


"Leyla! Çay demlendi, gel hadi," diye içeriden bağıran Aslı'yla birlikle istemeyerekte olsa pencerenin önünden ayrıldım. Işığımı kapatıp odamdan çıktım.


Salona geçtiğimde çayları dolduruyordu.


"Bir şey lazım mı, getiriyim hemen ayaktayken," diye sordum. Orta sehpanın üzerine şöyle bir göz atıp bana baktı.


"Ayy, tezgahın üzerinde çerez var. Getirecektim unutmuşum." Başımı sallayıp çıktım salondan. Aklımda yine o. Mandalina yiyordu. Mandalina. Belkide benim aldığım mandalinalar... Gülümseyerek iç