"Bayan Lupa’ya bir masaya kadar eşlik edin ve ben kardeşiyle konuşurken ona bir fincan kahve ikram edin " diye emir verdiğinde genç kadın doğru duyduğundan emin olamaya çalıştı. Hatta panikle
"Gidebilir miyim?" diye sordu. Mr. Carlos’un ise delici bakışları ona döndü. Genç adam, gayet bet bir sesle
"Şimdilik." Diyerek ona karşılık verdiğinde ise kalbi tak tiye içinde göğsüne vurdu. Lanet olsun burada kesinlikle olmaması gerekiyordu. Buraya kesinlikle gelmemesi ve cidden Liam’i bir gün kumar borcundan dolayı gebertmelerini diliyordu.
YENİ BİR SERİ VE YENİ BİR HİKAYE İLE SİZLERLEYİM... CARLOS VE LUPA'IN KEŞİF DOLU HİKAYESİNE DAVETLİSİNİZ:))
ŞİMDİLİK
"Sözlerimi bir kenara yazın" diye oldukça kibirli ve üstten bir sesle söylenen Liam,
"Yıl sonuna kadar o masada oturan patronlardan biri olacağım." Diye de konuşmasına devam etti. Üvey abisine, genç kız neredeyse tiksinti ile bakarak bir homurtu çıkaracaktı. Üvey abisinin bu karanlık dünyada herhangi bir varlığının olduğunu düşünmesi saçmalıktı. Aslına bakarsa ne kadar önemli olduğunu anlatıp durmasını dinlemek çok saçmaydı. Ama ne yazık ki bunu dinlemek zorunda kalıyordu.
O ne kadar saçma konuşursa konuşsun, herkes New York’ta sadece beş patron olduğunu bilirdi. Mr. Carlos, Mr. Leo, Mr. Dante, Mr. Paul ve Mr. Falcon. New York'u bu beş aile yönetir ve kimse onlara karşı gelmeye cesaret edemezdi. Üstelik aralarına bile giremezdi. Liam, sadece konuşuyordu ve bir gün bu salakça konuşmalar onu öldürtecekti. Genç kız bunu o kadar çok umut ediyordu ki yani gerçekleşmesi için sürekli dua ettiğini saklamayacaktı.
Asena Romano, 23 yaşında bir İtalyan mafyasının kızıydı. Annesi bir Türk’tü. Yıllar öncesinde babası ile New York’ta tanışmış ve evlenmişlerdi. Fakat, bir genç kız daha çok küçükken kanserden ölmüştü. Tabi ki babası annesinin yasını çok uzun süre tutmamış ve onun oğlunu doğurmuş olan üvey annesi ile evlenmişti. Üvey annesi, ona hiçbir zaman kötü davranmamıştı. Fakat babası ve üvey annesini yedi yıl önce bir araba kazasında öldükten sonra, Liam babasının masadaki yerini devralmıştı. Bu durum, Liam aklını başından almıştı. Üstelik genç kız ile yaşamayı katlanılmaz hale getirmişti. Ailesi öldüğünde genç kız henüz, 14 yaşındaydı ve Liam, on altı yaşında olmasına rağmen artık ailenin başında olduğu için sözü ailelerinde kanun sayılırdı. Çünkü o zamanlar babasının yerini almıştı. Yani kimse ona karşı gelmeye cesaret edemezdi. Ama hiçbir durum o kadar mükemmellik ile devam etmemişti. Liam çok kısa sürede işleri berbat etmiş ve masadan oldukça büyük bir sertlikle kovulmuştu.
Asena’yı sevdiği veya değer verdiği için yanında tutmuyordu. Onu sadece yirmi beş yaşına geldiğinde ödenecek mirastan payını almak için tuttuğundan kimsenin şüphesi yoktu. Çünkü piç kurusu neredeyse tamamını kumara, alkole ve kadınlara harcayarak çoktan tüketmişti.
Liam, babası için her zaman mükemmel bir evlattı. O yüzden kadar aşağılık bir insan olduğuna şahit olmadan önce ölmüş olması onun için cidden iyiydi. Aksi halde babası hayal kırıklığından bile ölebilirdi. Genç kız iki yıl sonra yirmi beş yaşına girdiğinde ne yapacağını bilmiyordu ama Liam’ın planladığının aksine ondan tek kuruş alamayacaktı. Asena o gün gelmeden kaçıp dünyanın herhangi bir yerinden mirasını nakde çevirebileceğini biliyordu. Üvey abisi saçmalıklar silsilesi ile konuşurken genç kız boğazını temizleyerek
"Affedersiniz. Tuvalete gidiyorum." diye söylendi. Liam’ın gözleri az önce içeri
