Sene 2003
Bu oda, eski ahşap kahverengi kapı, odanın sade ve zarif loşluğuna ayak uydurmuş, kapalı olan kapının sağ tarafında asılı olan bir mezuniyet fotoğrafı, sağ duvarda boydan boya uzun ve geniş olan, içi tamamen kitap dolu olan beyaz bir kitaplık, geriye gelindiği zaman yerde yuvarlak ve göz yorucu desenlerle kaplı, geneli kırmızı renkte olan büyük bir halı, kapının sol tarafında kalan kısım tamamen boydan boya camla kaplı ve uzun sade bir perde asılı büyük bir odaydı.
Camın önünde geniş, koyu kahverengi bir masa vardı ve üzeri dosyalarla doluydu. Dizüstü bilgisayar, tablet ve telefon da masanın üzerindeyken bir ofisi aratmayan bu oda bir Astsubay Kıdemli Üstçavuş'un odasıydı. Zira kapının yanında asılı olan çerçevedeki eski mezuniyet hatırası olan bu resmin üzerindeki genç adam, bölümünden mezun olan, şuan ise bir o kişiden başkası değildi.
"Vereceğim kızım. Ama doğum gününde demiştim. Unuttun mu?"
Küçük kız kalın dudaklarını büzüp başını yere eğdi. Dolan gözlerine bakan babası yaklaşık 35 yaşlarında olsa da, kendisi görünüşü itibariyle daha genç gösteriyordu. Üzerindeki General üniformasından olsa gerekti. Hafifçe gülümseyip ayağa kalktı. Kızının başından öperek kucağına aldı ve yavaşça yürüyerek odadan çıktı...
GÜNÜMÜZ
Aynı odada masanın başında oturan genç kız, sandalyede arkasına yaslanmış, kollarını birbirine birleştirmiş, hülyalara dalıp gitmişti. Aynı haki yeşili bakışları, aynı teninin beyazlığı, aynı güzelliği vardı üzerinde. Eskileri hatırlıyordu sürekli. Eski özlemleri, eski duygusallığı bile daha güzeldi sanki. Eskiler daha güzeldi.
Kapının çalmasıyla bakışlarını odanın kapısına çevirdi, ayağa kalkarak kapıya ilerledi, kapının yanında aynı asılı duran çerçeveye sabit bakışlarıyla baktı. Kapıyı açıp odadan çıktıktan sonra evin kapısına yöneldi. İki katlı büyük olan bu ev, eskiden neyse şimdi de öyleydi. Hiçbir şey değişmemiş, değiştirilmemişti.
Büyük beyaz kapının önüne gelip kapıyı açtığında karşısında üniformalı beş kişi, arkada ise iki sağlık çalışanı gördü...
Anlamıştı.
Babası şehit olmuştu.
Babasının gelmesini istemediği haberi gelmişti.
Hiçbir tepkide bulunmadı. Sadece karşısındaki üniformalı abilerine bakıyordu.
Onlar babasının en iyi arkadaşlarıydı...