Kitaplar Özellikler İletişim İndir
Rize'de aşk
Aşk/Romantizm

Rize'de aşk

0Beğeni
0Okunma
1 Bölüm
2,989Kelime
15 dkSüre
20.09.2025Tarih
Ezgi, mezuniyet gecesinin sabahında hayatının altüst olduğu bir gerçekle yüzleşir. Babasının kumar borçları yüzünden, kendisini tanımadığı bir adamla evlendirmeye çalışan ailesi tarafından ihanete uğrar. Ancak annesinin fedakarlığı ve sevgisi sayesinde, ezilen kız Rize'ye kaçar ve orada anneannesinden kalma eski bir eve sığınır. Yeni taşındığı mahallede, Ezgi hem dostlukların hem de aşkın izini sürerken, mahalledeki ağır başlı ve sert görünüşlü abisi Barlas'a kalbiyle teslim olur. Bu hikâye, acı dolu geçmişin gölgesinden umut dolu geleceğe doğru atılan cesur bir adımın, aşkın ve dostluğun yeniden inşa edilişinin öyküsüdür.

1-kaçış

"her baba denildiğinde çocukluğum acıyor..."
Babalar, kızlarının ilk kahramanı olmalıymış. Onlara sevginin nasıl bir his olduğunu, güvenin ne anlama geldiğini öğretmeliymiş. Benim payıma düşense, kahraman değil bir zalimdi. Bana sevginin nasıl eksilerek can yaktığını, güvenin nasıl bir bıçak gibi saplanabileceğini öğretti.
Oysa ben de herkes gibi sevilmek isterdim. Bir çocuğun, babasının gözlerinde gördüğü o sıcaklığı arzulardım. Ama ne zaman gözlerine baksam, orada yalnızca öfke, hayal kırıklığı ve nefret buldum. Sevilmeyi beklerken, korkmayı öğrendim. Sarılmak isterken, kaçmayı.
Hayatın adil olduğunu söyleyenler, hiç benim gözlerimden bakmadılar dünyaya. Eğer eşit olsaydık, ben de diğer çocuklar gibi bir babanın şefkatiyle büyümez miydim? Eğer adalet olsaydı, sevgi benim için de bir hayal olmaktan çıkmaz mıydı? İşte ben bu soruların cevaplarını küçük yaşta anladım. Hayat, bazılarına masallar fısıldarken, bazılarına yalnızca çığlıklarını geri yansıtan boş duvarlar bırakır. Ben ise ikinci gruptandım.
Ama artık sessiz kalmayacağım. Çünkü sesim, içimde birikmiş tüm çığlıkların yankısı. Çünkü bazı hikâyeler anlatılmazsa, hiç yaşanmamış gibi unutulur. Ve ben unutulmak istemiyorum. Benim hikâyem de var. Ben de vardım. Ve ben, acıdan doğan bir kızım. Ben Ezgi Ateştim.
Hayatımın en acı dolu anlarını, en yıkıcı yüzleşmeleri, en derin yalnızlıkları ve o anlarda içimde filizlenen umudu sizlere aktarmak istiyorum. Bugün, kalbimin en kırılgan anlarından birini, evimizin duvarları arasında yaşanan o dehşet verici günü, gözlerimin önünden silinmeyecek ayrıntılarıyla anlatıyorum.
Bugün de sana yazıyorum sevgili günlüğüm, Çünkü içimde hâlâ dinmeyen bir sızı var. Mezuniyet gecemin sabahı, hayatımın yönünü değiştiren ilk kırılma anıydı... her şey şöyle başlamıştı.
2 gün önce
Sabah erkenden kalktım, heyecandan kalbim sanki göğsümden fırlayacak gibiydi. ben ezgi ateş 24 yaşında 1.60 boyunda ve İstanbullun icra köşelerinde annesi ile hayatta kalmaya çalışan bir kızım Bugün benim günümdü... yıllardır beklediğim, hayalini kurduğum o büyük gün. Mezuniyet günümdü Yatakta birkaç saniye öylece uzandım, tavana bakarken kendi kendime fısıldadım: "Ezgi, artık kendi ayakların üstünde duracaksın Bugün yepyeni bir kapı açılıyor." dedim
Hemen yatağımdan fırlayıp aynanın karşısına geçtim. Gözlerimin altı hafif şişmişti ama heyecandan parlıyordu. odamdan çıkıp Banyoya girdim. yüzümü soğuk suyla yıkadım, daha sonra duşa girdim. hızlıca sıcak suyun altında duş aldıktan sonra havluya sarılıp duştan çıktım odama geçip saçlarımı taradım. Dolabıma yönelip uzun süredir arayıp kafamda kurduğum o elbiseyi aldım. beyaz elbisemi; omuzları açık, sade ama zarif bir elbise. Ayağıma da ince topuklu ayakkabılarımı geçirdim. Saçlarımı maşa yapıp dalga dalga omuzlarıma bıraktım.
Makyajımı yaparken elim titriyordu. Önce hafif bir fondöten sürdüm, allıkla yüzüme canlılık kattım. Gözlerime ince bir eyeliner çektim, kirpiklerime maskara sürdüm. Dudaklarım için ise kırmızıya kaçmayan, hafif pembe bir ruj tercih ettim. Aynanın karşısında dönerken kendi
📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play