Selam yeni bir hikaye ile karşınızdayım.
Size çok güzel bir aşk, romantik bir birliktelik, mutlu bir yuva, iyi aile ilişkileri hikayesinden çok uzak bir dünya göstereceğim.
Büyük çoğunlukla karakterlerin ağzından bazı bölümlerde ise üçüncü ağızdan yazılacaktır.
________
Vera Petrov, insanların gözünde acımasız bir katil, cüretkar ve soğuk bir güzelliğe sahip, babasının izinden giden bir psikopat olarak anılırken.
İnanç Aslankara, babasının karanlık işlerini hiçbir zaman merak etmeyen, kurduğu düzene kimseyi sokmayan, elde edilmesi zor ünlü bir iş adamıydı.
Bu iki insan ömürleri boyunca aynı yerde olmaları imkansızdı. Aynı karede bile görünmeyecek bu çift aynı evi, aynı yatağı, aynı soyadını taşımak zorunda kalacaktı.
Birisi ölümü severken diğeri yaşam doluydu. Kim kime benzeyeceğini zaman gösterecekti.
****
“Canlarımız, mallarımız, ‘Hayalet’ diye kendini tanıtan bir manyak yüzünden yok olup gidiyor. Adamlarımız öldürülüyor ve biz… Bu koca örgüt… Bir avuç adamı yakalayamıyoruz. Hayaleti öldürmek için her şeyimizi ortaya koymalıyız. Kimsenin onu yenememesi, bizim de başaramayacağımız anlamına gelmez!” dedi babam öfkeyle.
Sözlerinin ardından büyük bir çığlık koptu. Salondakiler, bu boş konuşmayı alkışlarken ellerini parçalayacak gibiydi. Haklıydılar; çünkü konuşmaktan başka bir bok yaptıkları yoktu. Hayalet ve ekibi on kişi bile değildi ama irili ufaklı birçok üyenin deposunu patlatmıştı. Acımasız ve tehlikelilerdi. Kimse yüzlerini görmemiş, kimse neye benzediklerini bilmiyordu. Çaldıkları para ve mallar saymakla bitmezdi. Paralı askerlerimiz ise onların ellerinde birer birer ölmüştü. Örgüt, karşılaştığı en büyük, en acımasız ve en sessiz düşmanla savaşıyordu. Beyhude bir çabaydı ama izlemeye değerdi.
Alkış tufanı sürerken kahkaha atıp sandalyemin üstüne çıktım. “Hayalet’in adı ne zamandan beri manyak oldu? Adını bile anmaktan korkuyorsunuz. On kişilik bir grup koca E.T.A’ya kafa tutuyorsa bu alkışlar onlar için olmalı!” dedim. Salon bir anda sustu. Ben hariç. Ellerim parçalanırcasına alkışlamaya devam ettim. Çünkü ben, Ölüm Departmanı’nın korkulu başkanı Vera Petrov’dum.
______
"Evli olduğumuz süre boyunca beni öldürmeye kalkmayacaksın. Canımı sıkma."
"Senden de aynı performansı bekliyorum kocacım. Benim de canım sıkılmasın."
"Ben seni öldürecek kadar ileri gitmem."
"Kiralık katiller senin yerine ellerine silah alabilirler."
İçlerindeki gerçek Vera ve İnanç'ı kimse bilmiyordu. Vera gerçekten soğuk bir düşman mıydı? İnanç herkesin saygısını kazanmış, iş adamı kimliği ardına saklanan tehlikeli biri miydi?
İkisinin zorunlu ilişkisi bir zaman sonra değişecekti. O zaman koyulan taşlar deprem oluşturup enkaza dönecekti.
_____
Çok heyecanlanarak yazdığın bu hikayede seni de görmekten mutluluk duyarım. Kitabı takip edersen bölümlerden haberin olmasını sağlarsın. Bölüm beklemek seni yorarsa bu süre zarfında diğer kitabım Resmen Aşık hikayesini okuyabilirsin. Her şekilde seni mutlu ederek göndermek isterim.
Beni takip edip hikayelerime ve bana fırsat tanıdığın için mükemmel birisin. (Şu anda okuyucunun gözünü boyuyorum😁) Sana layık olmaya çalışacağım. Bana bol bol yorum yap.