Arkadaşı, onun üzerine iddiaya girmiştir ve Lal bunu tesadüfen öğrenir. Arkadaşlarına ders vermek isterken gizemli bir yabancının yardım teklifini düşünmeden kabul eder.
Fakat bu yardım karşılıksız değildir.
Bölüm 1
“Kırmızı elbiseli kız, bir masalın içine düştü...”
H ayat bizim yaptığımız planlara ve ondan beklentilerimize göre şekillenen bir süreç değil çoğu zaman. Hepimiz bir şeyler hayal ediyor, onlara ulaşmak için çabalıyor ya da çabalamasak da bize gelmesini bekliyoruz. Bazen ummadığımız sürprizler aniden karşımıza çıkıyor ya da artık başka bakıyoruz hayata.
Ben de her genç kız gibi gelecek hayalleri olan, onlara ulaşmaya çalışan ve hayatıma girecek doğru adamı bekleyen sıradan biriydim. Evet, birini bekliyordum ama kriterlerime uyacak, en azından beni yanıltıp zamanımı boşa harcamayacak birini...
Üniversite ikinci sınıfa başladığımda sıradan hayatımı renklendirecek yeniliklerden bihaber, yeni ders yılı için hazırlıyordum kendimi. Ama kader denilen sistem, ağlarını örerken bize danışmadığı için ben sadece plan yapıyormuşum işte.
Nitekim kendimi bile şaşırtacak bir karar vermem uzun sürmedi. Hayatımda anladığınız üzere özel biri yoktu, ta ki aslında benim için hayatıma girebilecek isimler listesindeki son kişi bile olmayan biri fikrimi değiştirme başarısı gösterene kadar...
Bu gece her şeyin değişeceğinden habersiz, büyük bir telaşla hazırlanıyordum akşamki davete. Orkun beni doğum günü partisine davet etmişti. Orkun kim mi? Az önce bahsettiğim listede bile olamayacak olan kişi. Aslında ondan uzak durmaya çalışıyordum. Güvenilir bir tip olduğu konusunda şüphelerim vardı.
Çok zengin bir ailenin çocuğu olduğu için fazla şımarık olduğunu düşünüyordum. Üstelik aynı sınıftaydık ve birinci sınıftaki davranışları da beni haklı çıkarır nitelikteydi. Prensip olarak aklı başında tiplerden hoşlanırım.
Nasıl olduysa Orkun bir şekilde ilgimi üzerine çekmeyi ve dahası beni ikna etmeyi başarmıştı işte. Hâlâ onunla ilgili tereddütlerim var elbette ve bu sebeple de gerginim.
Özellikle ilk yılı oldukça vukuatlı geçirmişti ve onunla mesafemi hep korumuştum bu yüzden.
Bana önceleri asılıp yüz bulamamıştı ama okul açılıp üniversitede ikinci senemiz başladığında farklı biri olarak gelmişti okula. Daha ölçülü ve düzgün davranıyordu. Bana da saygılıydı.
Eh insanlar değişip hatalarını düzeltmeye karar verebilir sonuçta. Önce ona pek inanmasam da sonra samimi gibi gelmeye başladı tavırları. Nihayet kendisine bir şans vermemi ve doğum gününde ona eşlik etmemi istedi. Kararsız kalmıştım, üstelik parti ünlü bir gece kulübündeydi.
Daha önce hiç öyle bir ortama gitmemiştim ne yalan söyleyeyim.
Ona, “Gelirim ama alkol almam,” diye şart koşmuştum. Öyle ya, bir kulübe ilk defa gidiyordum ve ilk bardakla sarhoş olup pek de güvenmediğim birinin insafına kalmaya hiç niyetim yoktu. Üstelik asıl sorun, Orkun’un arkadaşlarından da pek hazzetmiyordum. Sanki onlardan kurtulsa gerçekten daha iyi biri olacakmış gibi geliyordu bana.
Benim şartım karşısında içtenlikle gülümseyip “Yanımda ol yeter Lal, ne istersen onu içerisin,” demişti.
Günlerden cumartesi olması rahatça hazırlanabilmem için gereken zamanı kazandırmıştı. Aslında Orkun’un doğum günü perşembe günüydü ama o partiyi bilerek cumartesi
