Nefes karnını tutarak yavaşça evin kapısını açtı. Şirkette midesine kramplar girmiş, iş yeri hekimi de rapor verip eve göndermişti. Tam kapıyı kapatacakken içeriden sesler geldiğini fark etti. Berk bu saatte eve gelmiş olabilir miydi? Kapıyı sessizce kapatarak yavaş adımlarla koridorda yürümeye başladı. Duyduğu seslerin yatak odasından geldiğine emindi ama bir yanı ısrarla gözünün önündeki gerçeği kabullenemiyordu.
Özenle döşediği odanın kapısına gelince sırtını kapının yanındaki duvara yasladı ve gözlerini sıkıca yumdu. Midesindeki kramplar tahammül edilemez bir hal alırken gözlerinden yaşlar sicim gibi akıyordu.
'Bunu görmem lazım.' diye düşündü ve yavaşça kapıyı açtı. Göreceği manzaraya ne kadar kendini hazırladığını sansa da kendi yatağında kendi kocasıyla sevişen kadının iş yerindeki en iyi arkadaşı Sırma olduğunu görünce dudaklarından istemsiz bir inleme döküldü.
Berk aniden irkilerek kapıya doğru döndü ve Nefes'i görünce hızla doğrulup yataktan fırladı.
"Nefes, açıklayabilirim!"
Sırma yorganı üzerine çekmiş korku dolu gözlerle Nefes'e bakıyordu.
Nefes kapı pervazına yaslandı, gözyaşlarından görmeyen gözlerini hem fiziksel hem de ruhen hissettiği acıya karşı sımsıkı yumdu. Bu sırada Berk pantolonunu giymiş, Nefes'in yanına gelmişti.
"Aşkım, lütfen beni bir dinle. Bak... Ben... Ben bir hata yaptım ama seni çok seviyorum, lütfen beni affet. Konuşabiliriz bunları."
Nefes hiçbir şey söyleyemiyordu. Bacaklarının arasında bir ıslaklık hissettiğinde ne olduğunu anlayamadı, kramplar dayanılmaz hale gelmişti. Daha fazla dayanamayarak kendini, onu bekleyen karanlığa bıraktı.
**
Gözlerini açtığında bir hastane odasında yatıyordu. Etrafına görmeyen gözlerle bakarak ne olduğunu hatırlamaya çalışırken odanın kapısı açıldı ve bir doktor odaya girdi.
"Hastamız uyanmış. Bu güzel haber. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"
Nefes doktora bakarken odaklanmaya çalışıyordu.
"Bilmiyorum, iyiyim sanırım. Bana ne oldu?"
"Sizi buraya eşiniz getirdi. Aniden yere yığılmışsınız. Kanamanız da vardı. Nefes Hanım, çok üzgünüm ama bebeği kaybettik."
"Bebek mi? Ne bebeği?"
"Hamile olduğunuzu bilmiyordunuz sanırım? Eşiniz de çok şaşırdı zaten. Çok başındaymışsınız hamileliğin. İlk aylarda genetik sebeplerle düşükler yaşanabiliyor. Henüz çok gençsiniz, sorunlu bir düşük de olmadı. Daha bir sürü fırsatınız olacaktır. Kendinizi üzmeyin, biraz toparlandıktan sonra yine denememeniz için hiçbir sebep yok."
Nefes ne hissedeceğini bilemiyordu. Hamile miydi? Haberi bile olamadan kaybetmişti bebeğini. 'Berk! Berk nasıl acaba?' diye düşünürken birden gözünün önüne yatak odasında karşılaştığı manzara geldi. Nefes yine kendisine engel olamayarak inledi.
Doktor aniden Nefes'e yaklaşarak "İyi misiniz? Sancınız mı var?" diye sordu.
Nefes sımsıkı yumduğu kahverengi gözlerini açarak doktora baktı. "Hayır, iyiyim. Ben sadece çok şaşkınım."
Doktor "Hemen eşinizi çağıralım, kapıdan ayrılmadı zaten. Sizin için çok endişeleniyor." diyerek arkasını döndü.
Nefes doktoru bileğinden yakalayarak durdurdu ve "Hayır Doktor Bey! Lütfen! Onu görmek istemiyorum. İçeri almayın sakın!" dedi.
Doktor Nefes'e baktı. "Bir sorun mu var Nefes Hanım? Kocanızdan korkmanıza sebep olacak bir şey mi var?"
"Hayır, hayır öyle