Kitaplar Özellikler İletişim İndir
SEV İSTEDİM
Aşk/Romantizm

SEV İSTEDİM

5Beğeni
88Okunma
3 Bölüm
4,026Kelime
20 dkSüre
15.11.2025Tarih
Bazı insanlar hayatımıza tam vaktinde girer, ama kalbimize nasıl davranacağını bilmez.
O ve kız…
Aynı üniversitenin avlusunda birbirlerine denk geldiklerinde zaman eksiksizdi, ihtimal çoktu.
Fakat adam, sevdiğini sandığı şeyi kıskançlıkla gölgeledi;
korumak isterken kırdı, sahiplenmek isterken hırpaladı.

Kız inceliğiyle; adam ise kendi karanlığıyla sınandı.
Ve bazı hikâyeler, kader yüzünden değil, insanın kendi içindeki fırtınayı dindirememesi yüzünden yarım kalır.

Sev istedim.
Hepsi buydu.
Ama sevgi, yanlış ellerde uzun yaşamaz.

Bölüm 1

Pencerenin önünden baktığım her an bana neden onu hatırlatıyor?

Her pencere arkası ona çıkmıyor ki, artık! Boş bir yol var önümde, toplam bir saatte geçen araç sayısı bile bir elimin parmakları kadar. Bazen sormak istiyorum neden bu kadar sakin bir sokakta oturuyoruz diye? 

Sakin sokakları sevmiyorum artık. Kalabalık hayatlar istiyorum etrafta, konuşan gülüşen insanlar görmek istiyorum. Penceremin ardında kalmak istemiyor, aralayıp başımı uzatmak istiyorum. Uzatıp bağırmak istiyorum:

"Özgürüm ben!"

Bu mu peki ya özgürlük? Özgürlüğüm tam adı onsuz kalmak mı? Onun tutsaklığından kopup da bir başıma kaldığım zamanları hayal etmemişim ki hiç; hep o olacak sandığım bir başlangıcımız olduğundan.

Başlangıç!

Herkesin nereden başladığını düşündüğüne göre mi değişiyor yoksa herkes için başlangıç aynı mı, annemizin rahminden kopup geldiğimiz dünyaya gözlerimi kısıp cıyak cıyak bağırdığımız o an mı? Doğum günümüz mü?

Benim doğum günüm bir temmuz ayına rast gelir. Dört temmuz gününe... Ve elbette ki ben bir yengecim! Burçlara inanmayı bıraktım. O gazetenin astroloji köşesinde o gün için mutluluk haberi aldığımdan beridir hem de. O gün mutlu olmadım ben! O günden sonra gelincik görmek istemediğim bir memleketim olsun istedim. Temmuzda açan o gelinciklerin hiçbiri gözüme görünmesin istedim. İstedim! Ama olmadı, hep gözüme gözüme girdi o kırmızı çiçekler, hep rüzgarda sağa sola yattılar, hep onlar eğildiler... 

Benim gibi!

Ne mi anlatıyorum ben? İnsanların otuz yaşına gelmeden yapmaları gereken o maddelerden birini. Sizin o maddelerden haberiniz yok mu? Hepsini tek tek saymak çok zor çünkü tam otuz adetler ve ben içlerinde kaçıncı sırada olduğunu hatırlamadığım o şeyin derdine düştüm: "Otuz yaşına gelmeden mutlaka hayat hikayeni yaz ve en az iki yüz sayfa olsun". Bunu nerede okumuştum üstelik onu bile hatırlamıyorum. Ama hep bunu yapmak istemiştim; en az kaç sayfa olacağı ile ilgilenmeden hayat hikayemi yazmak. 

Otuzuma gelmedim henüz!

Henüz devamındaki mutluluk ya da mutsuzluğumdan da emin değilim. Henüz bu aşkın gidip gitmeyeceğinden de emin değilim. Belki sonsuza dek sürecek belki çakılıp kaldığı yerden közleri değecek.

Közleri gene yakacak mı canımı?

Evet sanırım başlamak lazım artık! Canım yanacak ya da yanmayacak, o olacak ya da olmayacak bir şekilde ben gene güleceğim ya da gülmeyeceğim ama artık başlamalıyım. Otuz yaşıma gelmeden bitirirsem şanslıyım.

Peki ya bitiremezsem!

***

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play