Kitaplar Özellikler İletişim İndir
SINIRSIZ TAKINTI | BALERİN
Dark Romance

SINIRSIZ TAKINTI | BALERİN

2Beğeni
3Okunma
3 Bölüm
14,615Kelime
1 saat 13 dkSüre
22.09.2025Tarih
Herkese, merhaba: Bu kitap, ağır bir karanlık aşk türündedir. İçerisinde, olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar, çeşitli işkence ve cinsel sahneler bulunmaktadır. Psikoloji, takıntı, korku, gerilim, şiddet..gibi çeşitli unsur barındırır. Kitapta, adı geçen kurum ve kuruluş, kişi ve olay örgüsü tamamen hayal ürünüdür. Cinsellik, cinsel taciz, uyuşturucu, şiddet, küfür, argo, dark psikoloji, gerilim, korku, bu şekilde tetikleyici unsurlar gibi.. mahremiyet tanımayan gerici sahneler içerir. Kitap: Fantastiktir.

1. Bölüm | Seminer



SEMİNER



Kalın olmayan ama ince'de diyemeyeceğim, tok sesiyle, "Sorusu, olan var mı?" diye soruyordu, okulumuza verdiği semineri bitirirken, öğrencilerden son bir kez cevaplamak için akıllarına takılan soruları alan, adam. Konferans salonu, oldukça büyüktü. Karanlık salonda, sahneyi aydınlatan bir adet spot ışığı, sahnede yürüyen adam'ın her bir adımını takip ederek onu gözler önüne seriyordu. Bu sırada, bir tuval gibi onu izliyordum. Hayranlıkla. Okulumuz, ülke sıralamasında ilk üçteydi. 

Bilişim Teknolojisi.

Sanat.

Spor. 

Dallarında, oldukça başarılıydık. Spor dalında, profesyonel buz pateni İkincisi, okulumuzdan bir kız öğrenciydi. Bilişim Teknolojisinde ise başarı ünvanı kazanmış öğrenci yine bu okulda okuyan biriydi, tıbbi teknolojisi ile kafayı bozarak, adını duyurmayı başarmıştı. Son olarak, sanat dalında ise birincilikle ün kazanmış, bu okulda okuyan diğer öğrencilerden farksız, ben. Geçtiğimiz seneye kadar birinciydim, en azından. Bu yıl, övülen başarılarımız düşüşteydi. Sadece, benim için'de böyle değildi. Geçen sene, yarışmada birinci olan herkes böyleydi. Sanki, o yarışmadan sonra büyük bir ah almış, lanetlenmiştik. Okul müdürü, başarısızlığı kabullenebilecek biri değildi. O, asla başarısızlığı kabul etmez.

Müzisyen, bir dansçıydım. Hem çalar, hem dans ederdim. Balerindim. Sahne, benim süslü kafesimdi. Daha önce, gerçekleştirilmemiş bir sahne gösterisinde, fark edilmem gecikmemişti. Küçüklüğüm, keman çalmakla ve oradan oraya zıplayarak kendimce koreografi uydurarak dans etmekle geçti. Bunun, bir meslek haline gelebileceğinden habersizdim. Nora koleji, bir çok ulusal yarış listesine adını altın harflerle yazdırmış bir okuldu. Matematik Olimpiyatları'da buna dahildi. Müdürümüz, başarısını duyduğu herkesi bu okulun öğrencisi yapardı. Amacı, bizim iyiliğimiz, kendimizi geliştirmemiz falan değildi. O, ismini duyurmak istiyordu. Biz, onun yetenekli kuklalarıydık. Psikiyatrist, "Senin, sormak istediğin bir soru mu var?" diye sorduğunda, kimse bu soruyu kime sorduğunu anlamıyor, Psikiyatrist'in baktığı yöne doğru bakıyorlardı ama kime baktığı karanlık ve kalabalık salonda anlaşılmıyordu. Gözlerimi, bıkkınlıkla tepem'de dikilen kız'a çevirdim. "Otursana!" dediğimde, badem gözleri benimkiler ile kesişti. 


"Bana mı, diyorsun?" diye sorduğunda, o'na söylediğimin farkındalığı'nın taşıdığı muzip bir ifade oluştu suratında. 


Ondan, başka kimse tepem'de zebani misali dikilmiyordu. Dudaklarım, alayla kıvrıldı.


"Yok, seminer veren adam'a diyorum ama bunu sana bakarak söylüyorum." 


"Öyle mi, küçük dansçı?" 


Çok yakından duyduğum Psikiyatrist'in sesi ile afallarken, gözlerim buraya hangi ara geldiğini anlayamadığım adam'ı buldu. Saniyeler sonra, ne diyeceğimi bilemeyerek, ani bir kararla, "Hı?" demiştim'ki, kendi sözümü keserek, "Ne?" dedim. Kaçırdığım bakışlarımı tekrar o'na doğrulttuğumda ise Psikiyatrist'in bakışlarında gördüğüm şey hoşuma gitmemişti. Beni, zor duruma sokmaktan bir şekilde keyif alıyor gibiydi. 


O yüzden, hayali maskemi yüzüme indirerek gülümsemeye başladım ve, "Teşhis, nasıl konulur?" diye, sordum. 


Belirtiler, kişinin söz ve davranışlarıyla, herhangi gibi bir ortam'da nasıl olduğuyla, yalnızken nasıl olduğu arasında'ki fark ile çokça çıkarımlar yapılarak, anlaşılabilirdi. Elbette,

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play