Kitaplar Özellikler İletişim İndir
Şizofren
Polisiye

Şizofren

3Beğeni
3Okunma
3 Bölüm
4,723Kelime
24 dkSüre
10.12.2025Tarih
Zehra, yeni üniversiteye başlayan bir gençtir. Hayatı oldukça normal giderken birden bire gördüğü amansız sanrılar onu büyük bir uçuruma sürüklemeye başlar. Kendisi bir şizofreni hastasıdır. Ancak Zehra bunu asla kabul etmez ve ilaçlarını almayı reddeder. Hastalığı ilerleyen Zehra gördüğü sanrılar yüzünden bir düzine cinayete sebep olur. Kendisini büyük bir uçurumun dibinde bulur. Tek kurtuluş yolu ünlü bir katilden yardım almak ve kaçmaktır...
Zehra aynı zamanda, geçmişi ile ilgili büyük gerçekleri öğrenecektir.



(KEV 2. KİTAP)
(KEV 1. KİTAP KATİL KÖYLÜ'DÜR)

İLK SANRILAR

Gerçeklikten çok hayal dünyasında yaşamayı seven insanlara...

Sevgili arkadaşım Zehra Parçal'a...















Elimde kanlı bir bıçak, önümde ise kanlar inde yatan bir ceset. Nasıl bu hale gelmiştim? Nasıl bir canavara dönüşmüştüm? İnsan gerçekten yaptığına inanmadığı bir şeyi yapabilir miydi? Peki ya aklını kontrol edebilir miydi?

Normal bir insan aklını kontrol edebiliyorsa bile ben edemiyordum, edememiştim. Her şey o gün başladı, ilk sancılarımı görmeye başladığım zamanlar. Gerçek ile sahteyi ayırt edememeye başladığım o zamanlar.

6 ay önce...

Üniversitenin ilk günü. Çok heyecanlıydım. Sabahın ilk ışıklarında uyanmıştım. Bu kadar erken kalkmam beni bile şaşırtmıştı. Annem odama gelip şaşkınlıkla, "Hayırdır Zehra bu ne erkencilik?" Diyerek sordu. Gülümseyerek, "Bugün üniversitenin ilk günü şimdiden dinç olmak istiyorum." Diyerek karşılık verdim. Annem gülümseyerek, "peki nasıl istersen." Diyerek odadan ayrıldı.

Bende önce güzel bir duş aldım. Sonrada günlük bir cilt bakımı yapıp odamdan çıktım. Mutfağa gittiğimde mutfak boştu. Şaşırmıştım, annem uyanmıştı oysa. Annemin uyanıpta mutfağın boş olması şaşırtıcıydı. 

Tam salona geçmiştim ki koridorun sonunda annem uykulu gözlerle bana bakıyordu. Annem beni görünce şaşkınlıkla, "Hayırdır niye bu saatte ayaktasın sen?" diyerek sordu. Çatık kaşlarla bu saçma sorusuna, "Ne saçmalıyorsun?" Diye karşılık verdim. Annem, "Saçmaladığım yok, sadece neden bu kadar erken kalktığını soruyorum." Dedi.

Şaşkınlıkla, "Daha önce de söyledim sana." 

"Hayır söylemedin dahası söyleyemezsin. Ben daha yeni uyandım."

"Ne demek yeni uyandım? Anne, odama gelip sordun ya hatırlamıyor  musun?"

"Kızım uyuyordum ben."

Sinirle, "dalga geçiyorsun herhalde!" Diyerek öfkeyle odama gittim. Nasıl olur? Annem kesinlikle benimle dalga geçiyor olmalıydı. Yoksa hayal mi görmüştüm? Yada bir rüya? Kafamda bunu düşünürken annem kapıyı çalıp içeri girdi. Endişeli bir ifade ile "Kızım iyi misin? Bir sorun mu var?" Diye nazikçe sordu. "Hayır bir sorun yok sanırım hayal gördüm boş ver." Diyerek savuşturmaya çalıştım.

Annem yanıma gelip, "Nasıl bir hayal?" Diye sordu. Derin bir nefes alıp, "Çok gerçekçiydi." Dedim. "Tam olarak ne gördün?" Sakince anneme sabah yaşadığımı anlattım. Annem saçımı okşayıp, "Çok fazla hayal kuruyorsun. Böyle şeyler görmen normal. Birde çok heycanlısın ya o yüzdendir. Çok düşünme sen, boş ver." Diyerek teselli etti. Açıkçası anneme inanmaktan başka bir çarem de yoktu. Annem odamdan çıkarken biraz huzursuzdu. Sanki kötü bir şey olmuş gibi yüzü asıktı.

Günün ilerleyen zamanlarında, sabah saat on gibi ilk derse girişimi yapmıştım ve bu giriş benim için çok ama çok zor olmuştu. Hatta sınıfımı bir kaç kez karıştırmış tüm kampüsü dolaşarak sınıfımı bulabilmiştim. Benim bölümüm radyo, sinema ve televizyon bölümüydü. 

İlk dersimiz sosyolojiye girişti Oturduğum sıra ise çok göze batmayacak bir şekilde ortalardaydı. İlk dersimiz iki saat sürmüştü yani iki ders saati. Bu iki saatin sadece beş

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play