Kitaplar Özellikler İletişim İndir
TOMRİS
AÅŸk/Romantizm

TOMRİS

4BeÄŸeni
128Okunma
7 Bölüm
23,749Kelime
1 saat 59 dkSüre
23.11.2025Tarih
Yeşil gözleri, korkusuz bakışları, hayran olunası gamzesi, rüzgarda uçuşan saçları ile tarih sahnelerinden fırlamış bir kraliçeyi andırıyordu...

GİRİŞ

HOŞ GELDİNİZ.

KEYİFLE OKUYUN.


Her yere yetişilir

Hiçbir şeye geç kalınmaz ama

Çocuğum beni bağışla

Ahmet Abi sen de bağışla

(Edip Cansever- Mendilimde Kan sesleri)

Geri dönmek, hem de acılarınla birlikte geri dönmek.Bu zordu. Bu hiç kolay değildi. Ama hayat bir sınavdan ibaretti. Geride bıraktığın her şey ile bir anda tekrar yüzleşmek zorunda kalabiliyordun.

Mehmet Aydoğdu, hayatının 29 yılını geçirdiği bu şehirden işte tüm bu yüzleşmeleri göze alarak , ilk defa gitmek istiyordu. Evlendiğinden beri oturdukları evin balkonunda, karısının hep oturduğu sandalyenin karşısına oturmuş, sanki karısı var gibi dertleşiyordu.

Büyük bir kararın eşiğindeydi. Öyle ki bu karar tüm hayatını değiştirmekle kalmayacak, geride bıraktığıher şey ile yüzleşmesine sebep olacaktı. O yüzden haftalardır verdiği kararın ne kadar doğru olup olmadığını sorguluyordu. Bu şehri karısını kaybettiğinde bile terk etmeyi düşünmemişti. Düşünmek bile on acı verirdi.

Zaten nasıl düşünsünki?

İlk kez bu şehirde görmüştü ürkek, güzel, melek Ceylan’ını. Burada aşık olmuştu ona. Bu şehirde evlenmişler, üç çocuğu da bu şehirde yani Ankara da doğmuştu. 21 yaşında toy bir delikanlıyken tutulmuştu sevdaya. Üniversiteyi okumak için geldiği bu şehirde, o giriş kapısında gördüğü mavi gözlü kıza o anda tutulmuştu. Öyle ki hala hatırlardı ilk göz göze gelişlerini… Yeni yürümeye başlayan bebek gibi tökezlemişti adımları. Nefesi teklemişti. Kalbi yerinden çıkacak gibi çarpmıştı. O gün anlamıştı. Mehmet o mavi gözlü kızla evlenecekti.

Günlerce uzaktan izlemişti Ceylan’ı. En sonunda dayanamayarak konuşmaya gitmişti. Ve o gün sevdası karşılıklı olduğunu onun gözlerinde de görmüştü. Ona parlayan gözler ile bakan Ceylan, aynı sevdaya tutulduklarını kanıtlıyordu...

Zaman geçmeden birbirlerine aşklarını ilan etmiş, sevgili olmuşlardı. El ele göz göze yan yanageçirmişlerdi tüm vakitlerini. Hayatlarını, ailelerini anlatmışlardı birbirlerine. Ceylan’ı hem yetimdi, hem de öksüz. Anne babası ölmüş, yaşlı ninesiyle babasından kalma evde yaşıyordu.

Ah güzel gözlü Ceylanı. Genç yaşta o kadar çok acı tatmıştı ki. İşte bu yüzden hep yaralarını sarmak istemişti. Koynunda büyütmek istemişti küçük Ceylan’ı. İlişkileri tüm güzelliği ile devam etmişti. Birbirlerine gün geçtikçe daha çok aşık oluyorlardı. İşte tam bu güzel günlerin ardından hayatlarını değiştirecek tarifi imkansız bir haber aldılar. Hayatonlara çok büyük bir sürpriz yapmıştı. Ceylan’ı hamileydi...

Ceylan hamile olduğunu öğrendiği anda o kadar ağlamıştı ki. Hala hatırındaydı o anlar Mehmet’in. Ceylan gözyaşlarını korktuğu için akıtmıştı. Mehmet ya bu haberden sonra onu ve bebeği istemezse korkusuyla anne olduğuna bile sevinememişti. Terk edileceğini sanmıştı. Herkes ona kötü gözle bakar sanmıştı. O sıralar neden böyle düşündün diye Ceylan’a kızsa da sonradan onu anlamıştı. Çünkü evlenmeden hamile olduğunu duyan herkes ona kötü gözle bakacak sanıyordu. Hakkı da vardı. Sığ görüşlü insanlara istesen