Evet ikinci kurgum ile tekrar geldim karşınıza inşallah buda sonsuz sevda gibi tutar :) bismillahirahmanirahim diyip ikinci kurgu için başlıyoruz :) lütfen vote ve yorum yapmayı unutmayın hepinize kucak dolusu sevgiler gönderiyorum 🤍
************************************
İnsan kaçar... İnsan bazen yeri geldiğinde sevdiklerinden bile kaçar. Kimi başka bir şehre, ülkeye, kimi de kendine başka alışkanlıklar edinerek. Fiziken kaçmasa da ruhen kaçmayı başarır.
Ben de fiziken kaçamadım ama ruhen kaça bildim. Tıpkı şimdi olduğu gibi, tüm aile baskısından ve boğucu havadan bir süreliğine uzaklaşarak...
Bugünlük arkadaşım Selin'de kalmıştım. Saatlerdir süren, ruhumu yoran aile içi gerginlikten sonra Selin’in evinin huzur veren sessizliği ilaç gibi gelmişti.
"Çok teşekkür ederim Selin, gerçekten iyi geldi. Ama artık gitmeliyim, daha fazla merakta bırakmayayım."
Selin, sıcak bir gülümsemeyle bana sarıldı. "Ne zaman istersen gel canım, biliyorsun. Dikkat et kendine, hava karardı."
Onunla vedalaştıktan sonra, kapıyı yavaşça kapattım. Saat epey ilerlemiş, hava tamamen kararmıştı. Hızla binanın merdivenlerinden indim ve doğruca evin yoluna koyuldum.
Adımlarımı hızlandırdım. Cadde boyunca yürürken içimde tuhaf bir huzursuzluk vardı. Ardımdan gelen, benimkilerden daha hızlı ve tok adımlar işittim.
Allah kahretmesin...
Bir bu eksikti. Panikle ne yapacağımı bilmeden, cadde boyunca yürümeye devam ettim. İçimden, "Belki beni takip etmiyordur," diyerek kendimi rahatlatmaya çalıştım ve soğukkanlılığımı korumaya çalıştım. Caddenin üzerindeki ara sokağa geldiğimde, hiç düşünmeden sokağa girdim. Sokağa girdiğim sırada, çaktırmadan omzumun üzerinden arkama bir bakış attım. Kimse yoktu.
Rahatlamış bir nefes alıp önüme döndüğüm anda, "Hey!" diyen tok bir erkek sesi işittim.
Sesle irkildim! Hızla yerden büyükçe bir taş aldım ve hiç düşünmeden arkaya doğru fırlattım. Fırlattığım taş adamın kafasına isabet edince, adam acıyla inledi. Ben ise hızla önüme dönüp koşmaya başladım. Koştum, koştum... Olabildiğince oradan uzaklaştım.
Bir süre sonra nefes nefese kalınca daha fazla koşmayı bıraktım ve kendimi bir duvarın dibine atıp nefesimi düzene sokmaya çalıştım.
Az önceki olay yüzünden bacaklarım titriyordu resmen. Az önce bir sapık tarafından takip edilmiştim ve karşılık vermiştim! Yüreğim küt küt atıyordu.
Nefesim düzene girince, koşmaktan dağılan üstümü başımı düzelttim ve tekrar hızlı adımlarla evimin yolunu tuttum.
Sokaktan çıkıp başka bir sokağa gireceğim zaman, ben daha ne olduğunu anlamadan bir el ağzımı kapattı. Çırpınmama fırsat vermeden sırtımı duvara yasladı ve kaçmamı engelledi.
İşte şimdi bitmiştim! Demek ki beni takip etmişti. Şu an koskoca sokakta, bir yabancı adam ileydim.
Korkuyla kapattığım gözlerimi açtım. Gözlerimi açtığımda beni ilk karşılayan, gecenin rengi gibi simsiyah gözleriydi. Ardından, insanı kıskandıracak kadar uzun, gür kirpikleri... Ama hepsinin yanında, tuhaf bir şekilde güven ve huzur veren bakışları vardı.
Gözlerim, yüzünün hatlarında gezindi. Koyu, dolgun kaşlarının altındaki keskin bakışları, düzgün ve belirgin burun yapısı dikkat çekiyordu. Çenesinde ve dudağının