Kitaplar Özellikler İletişim İndir
Uzayın Çocukları 2 - Olrak Şehri
Fantastik

Uzayın Çocukları 2 - Olrak Şehri

3Beğeni
1Okunma
23 Bölüm
32,907Kelime
2 saat 45 dkSüre
26.09.2025Tarih
Şehrin kaderi, Sagun'a ve uzayın çocuklarına bağlıydı.

Ölüm, yıkım kusan Cano, yangın gibi ilerliyordu. Ordusu çöl gibi yayılıyordu. Savaşın salgıladığı çığlık, yok oluş ve hiçlik, koyu, yapışkan bir sel gibi taşmakta, önüne çıkan her şeyi yıkmaktaydı.

Kötülük ustası Cano'ya karşı, şehir kendisini sonuna kadar savunacak, direnecek, yaşama tutunacaktı.

İnsanın kendine sadakati, artık kendini aşmasını gerektiriyordu…

Bölüm 1

Delicesine bir hayal gücüne sahip olduğumu biliyorum. 

Ama sizi temin ederim ki,

Ben hayal gücümden daha deliyim.

Kudret Alkan

Sirius’ta görünen oydu ki, her şey yolunda gidiyordu. Yüzyıllardan beri saklı olan güç kılıcı sonunda bulunmuş ve şehre getirilmişti. Emre ve arkadaşları, konsey tarafından çok iyi karşılanmışlardı. Konseyin önde gelen üyelerinden Günce, Emre’ye özel bir ilgi göstermişti. Günce yapısı gereği çok konuşmazdı. Konseyin içinde otoritesi yüksek kişilerden biriydi Günce.

Güç kılıcı kuşkusuz ki, Sirius ve diğer evren şehirlerinin önderliğini yapacaktı. Tabii Sagun’un taşıdığı ışık kılıcının da bir o kadar önemi vardı. Karanlık lider Cano, kılıcı son anda elinden kaçırmıştı. Ama karanlık pes etmeyecek ve tekrar geri gelecekti. Daha şimdiden Sirius’un karanlık sokaklarında nedeni bilinmeyen cinayetler boy göstermeye başlamıştı. Halk tedirginlik içinde olan biteni izliyordu.

Sirius’un sürekli karanlıklar altında kalmış bir bölgesi vardı. Orada ıslıklar eşliğinde esen rüzgârlar vardı. Aslında rüzgâr, rüzgâr değildi. Karanlık ruhların oluşturduğu bir tür kozmik dalgaydı. Ölümün olmadığı bir yer olan Sirius’ta, ölümden daha korkunç olgular vardı. Bunların en başında karanlık bölge geliyordu.

Emre, anlatılan hikâyeleri dinlediğinde korkmuştu. Karanlık bir sokağın içinde başka bir karanlık sokak vardı. Birbirinin içine işlemiş olan karanlık, sonsuz bir döngü içindeydi. Hiçbir şeyin görünmediği dipsiz âlem, bütün Sirius’luların korkulu rüyaları arasındaydı. Oraya giden hiçbir kişi geri dönememişti. Karanlık kelimenin tam anlamıyla, insanı kendisinden çalan azılı bir hırsızdı.

Emre’nin cesareti artık birçok kişi tarafından biliniyordu. Ne de olsa Sirius’un çöplüğünde yaşayan tabaka, dedikoduyu seven bir kesimdi. Dedikoduların bütünleşerek bir yayın oluşturduğu çöplük, herkesin haber beklentisine karşılık veriyordu. Herkesin hakkında haberler üreten bir kavramlar topluluğu vardı.

Sokak ve caddelerin ışıklı tabelalarında, neredeyse bütün insanlarla ilgili haberler veriliyordu. Bunun nedeni, çöplüğün her tarafında olayları anı anına aktaran gözetleme uydularının oluşuydu. Sirius yetkililerinin uyduları yapmasının nedeni, suç oranını aşağıya çekmekti. Ama çöplükteki varlıklar, böyle bir hizmetle dalga geçiyor, olmadık olayları haber yapıyorlardı. Çöplük halkının bunu yapma nedenleri, Sirius yetkililerini bıktırmaktı. Belki bıkarlarsa, kendilerini rahat bırakırlardı…

Ama çöplükte durum öyle bir hal almıştı ki, bazı yerlerdeki sözcükler Emre ve diğer savaşçıları içine alıyorlardı. Çöplüğün insanları, oradaki dedikodulara göre hareket ediyordu. Eğer herhangi bir kişi sürekli olarak gündemdeyse, o kişinin hayatı büyük oranda sınırlanıyordu.

Bazı bölgelerde Emre ve diğer çocuklarla ilgili kötü sözler hortlamıştı. Bu dedikodular zamanla büyümüş, bir insan şeklini almış, sokaklara korku ve dehşet saçmaya başlamıştı. Bir dedikodunun insanlar arasında büyüyerek bir insana dönüşmesi görülmedik bir şey olsa da, Sagun kendini her

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play