Kitaplar Özellikler İletişim İndir
Uzayın Çocukları 4
Fantastik

Uzayın Çocukları 4

0Beğeni
0Okunma
20 Bölüm
47,355Kelime
3 saat 57 dkSüre
06.10.2025Tarih
Uzayın çocukları yıldız diyarlarının devrilmesiyle yeni bir yol oluşturmuşlardı.

Usta Cano, kaos çıkarmaya devam ediyordu. Yıldızlar göçüyle meydana gelen bilinç dönüşümü, ortaya yeni bir bilinç ufku çıkarmıştı.

Bilinçlerin yeni haller almasıyla, çocukların düşünceleri de üst seviyeye çıkmıştı. Usta Sagun, bugünleri çok öncesinden görmüş, bu konuda çocukları uyarmıştı.

Artık yeni bir çağ başlamıştı. Düşüncenin gücü gerçekten çok önemliydi. Çocuklar kararlar alırken daha dikkatli olmak zorundaydı.

Bölüm 1

Uzayın Çocukları

Bilinçlerin Ufkunda

Başlangıç

Yıldızlar göçünün etkileri uzun zaman sürecek gibiydi. 

Sirius’ta meydana gelen bu göç, sırasıyla Volmus, Trinitron ve Galya’ya doğru gitmekte, Tanrı’ların hudutlarını zorlamaktaydı.

Gökler üstünde yeni bilinçler oluşmuş, savaşın çarpıcı yönleri ortaya çıkmaya başlamıştı.

Bilinç katmanlarının bu kadar uç noktada oluşu karanlık güçler kadar evrensel gücü de besleyecekti.

Çağlar kapanmış, kuyuların, çığlıkların, haykırışların içinde yeni bir dönem alev almıştı.

Uzay çağları derinlik kazanmış, gök kubbelerin yolları aralanmıştı. Bu yolda Sagun, Anra ve uzayın çocukları nefessiz bir şekilde yürüyecekti.

Tanrı Nyana’nın etkisiyle güç bulan kılıçlar sahiplerini bekliyorlardı.

Onlar Tanrı’ların can evini taşımakta, evrenler ötesindeki enerjiyi simgelemekteydi. Sagun’un ışık kılıcı, diğer kılıçların yerlerini gösterecekti.

Şu an için Sagun, rotasını boyut ötesindeki gezegene çevirmişti.

Oranın gezegen olup olmadığı meçhuldü.

Her ne kadar Raktor’un tarayıcısında toz zerrecikleri ve bulutlar olarak ortaya çıksa da, Sagun orada insanın bilmediği gizemli bir güç olduğuna inanıyordu.

Düzlem büyük bir patlamayla yerine oturmuştu.

Bilinçler kuşağı olarak adlandırılan yeni bir bölge oluşmuştu.

Bölgenin olabildiğine derin bir hissiyatı ve düşünüş tarzı vardı.

Sagun, bilinçler içinde yol alırken, Sırma da bilgisayarın kutsal metinlerinde dualarını dile getirmekteydi.

Bilgisayar siber Tanrı ve yapay insanlığın tohumlarını atmıştı.

Karanlık güçteki Ankor’a karşı durabilecek güç, muhtemelen Sırma’nın olduğu bölgeden gelecekti.

Ama Ankor’un güçleri, sadece veriler ve bilgilerle sınırlı değildi.

Ankor, yıldızlar göçüyle ortaya çıkan bilinç kuşağının içine değişik türde bir insanlık yerleştirecekti.

Ordusunu, bilincin katmanlarına yerleştirecek, sonrasında evrensel gücün üstüne salacaktı.

Çok çetin ve büyük bir savaşın eşiğine gelinmişti.

İnsanlar kendilerini var edebildikleri ölçüde savunacak, bilinçlerini koruyabildikleri kadar tasarım yapabileceklerdi.

Buradaki iki kavram, insanların çıkış noktasını oluşturmaktaydı.

İnsanlık, hiçbir zaman açılmayan bir kapının önünde bekliyordu sanki. Ya da hiç ışık olmayan bir yerde kendisini arıyordu.

Sırma, Anton’un grafiksel görüntülerine girmişti. Bu sayede, Sirius evreninin hem dışından, hem de içinden ilerleyebiliyordu.

Anton, Sirius’un tüm hatlarını konsey üyesinin önüne sermeye başlamıştı.

Batı gezegen kolonilerinde, yağmur yıldızları vardı. Gezegen büyüklüğündeki yağmur damlalarının içinde değişik türde yerleşkeler vardı.

Suyun her türlü şekle girebildiği bu türde gezegenlere Wata kolonileri deniliyordu.

Wata’nın hemen yanı başında Firek kolonileri vardı. Firek’te de, ateşin her türlü görüntüsü mevcuttu.

Wata

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play