Kitaplar Özellikler İletişim İndir
VUSLATSIZ
Aşk/Romantizm

VUSLATSIZ

0Beğeni
9Okunma
3 Bölüm
2,753Kelime
14 dkSüre
15.09.2025Tarih
Ankara her aşkın yarım kaldığına dair efsaneler ile dolu o şehir. Bana hep saçma gelirdi o sözler sonuçta en coşkulu aşklara ev sahipliği yapan o şehir sonrasında nasıl da o kasvetli hale bürünüp yarım kalan aşklara ev sahipliği yapabilirdi ki, bunun gerçekliğini çok geç anlayacaktım...
Her şey bloğuma gelen bir mesaj ile başladi...
Ben hayatı kitap sayfalarından ibaret olan o kızım oldum olası ne zaman birseylerden kaçmak istesem kitaplara veya şiirlere sığındım, genelde hoşuma giden yazıları veyahut yazdığım şiirleri de paylaşırdım nerden bilebilirdim ki o şiirlere yanıt olarak bir mesaj geleceğini ve hayatımın tamamen değişeceğini...

AŞK-I HÜSRAN

1 YIL ÖNCE
yine monoton hayat düzenimin içerisinde olduğum bir süreç, sabah kalktım evi temizledim, kuşlara yem verdim, akşam için yemek yaptım ve sayamadığım kadar çok kahve içtim... Ve kendimi ait hissettiğim tek yer olan bloğuma girip bir şiir yazdim
@sislerinicindengelenkadin

>" ~AŞK-I HÜSRAN~
Belkide en kötüsüydü aşk, yalandan dolandan..
Güveni yok eden, yıkan, parçalayan.
Evim diye sığınmaktı mesela aşk, evinin yanacağından bir haber.
Herşeyini adamaktı aşk, tükeneceğini bilmeden...
Kandırmacalardan ibaretti aşk, süslü cümlelerden, yalan sözlerden...
Belkide bir çift göze vurulmaktı aşk, katili olacağını bilmeden...
Birkaç cümleye inanmaktı aşk ya da iki damla göz yaşında saklıydı, gururu hiçe sayarak yalvarmaktı aşk kendini parçalamaktı...
ve en acısıda bu üç harfin sonu hep hüsrandı... Hep acıydı... "


Aşka inanmayan bir kızın böyle bir şiir yazması çok garip diye geçirdim içimden, yine yemek yemeyi unuttuğumu fark ederek ayağa kalktım ve mutfağa geçip birkaç lokma birşey yedim, günlerim genel olarak böyle geçerdi çoğu zaman yemek yemeyi unutur ve bayılacak raddeye gelene kadar hatırlamazdım, bu gün de öyle olmuştu. Yemeğimi yerken telefonuma gelen bildirimle kaşlarımı çattım genelde pek fazla bildirim almazdım açıkçası. Ekranı açıp bildirime baktığımda birinin yazdığım şiire yanıt verdiğini gördüm, bu garip hissettirmişti ama üstüne fazla düşmeden ve mesaja cevap dahi vermeden telefonu kapattım ve bulaşıklarımı yıkayıp kitaplığımdan bir kitap seçtim, okumaya çalışıyor, sayfaları karıştırıyor ama bir türlü odaklanamıyordum, saatler geçti ama ben yirmi sayfa anca okuyabilmiştim, aklıma sürekli o mesaj geliyor, yazan kişinin kim olduğunu çok merak ediyordum. Kafamı iki yana salladım ve kendime gelmeye çalıştım daha önemli işlerim ve dertlerim vardı, birazdan babam gelecekti sofrayı hazırlasam iyi olur diye düşünerek ayağa kalktım. Sonrasında ise mesajı tamamen unutarak işlerimi halletmiş ve yine gece geç saatte zor da olsa uyumayı başarmıştım.
Önümüzdeki birkaç gün de bu monoton düzenle devam etmişti, blogda birşeyler payalşıyor ama mesaja asla cevap vermiyordum ta ki o tekrar yazana kadar. İçimdeki meraka yenik düşüp yazdığı mesaja baktım ama cevap veremedim, korktum belkide kaçtım... Zaten daha önemli dertlerim vardı, üniversite sınavına hazırlanıyordum ama bir şeyler eksikti olmuyordu yapamıyordum, ne sınava çalışıyor ne de normal yaşıtlarım gibi yaşayabiliyordum.. ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yoktu açıkçası...
Kaç gün geçti bilmiyorum ama uzun zamandır blog yazmıyordum, bir sessizlik hakimdi blogumda, hiçbir şey paylaşmıyor, alıntalamıyor ve onun mesajına hâla cevap vermiyordum...
Günler geçtikçe içimde bir şey büyüyordu… Tarifi zor bir boşluk mu desem, yoksa bastıramadığım bir merak mı bilmiyorum. Her sabah uyanır uyanmaz bloga giriyor, yeni bir mesaj var mı diye kontrol ediyordum. Evet belki yeni mesaj olsa da cevap vermeyecektim ama yine de merak etmekten kendimi alamıyordum o

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play